Blog

  • Kadının İş Hayatındaki Yeri

    Kadının İş Hayatındaki Yeri


    Şirketlerdeki Kadın-Erkek Dengesinin Önemi

    Sihirli Dokunuş

    Kadınlar Mars’tan, erkekler Venüs’ten mitinin doğru olduğunu varsayarsak, iki tarafında masaya getirebilecekleri çok farklı yetenekler ve bakış açıları olduğunu söyleyebiliriz. Kadın-erkek dengesini gözeten yeni nesil şirketlerdeki başarı trendlerinin tesadüf olmadığını da görebiliriz.

    Düzeni Sağlamak:

    Çağlar boyunca rollere bakıldığında, kadının dirlik ve düzeni kurmak ve devam ettirmek konusundaki rolünü görmemek mümkün değil. Ekonomik özgürlüğünü ilan etmesi ve iş hayatının içine katılmasıyla birlikte evdeki bu rolü dış dünyaya taşıyıp sihirli dokunuşlarla iş yerindeki organizasyonel yapıya etki etmeye başladı.

    Belli bir düzen içerisinde gelişmeyen her oluşum gerilemeye ve zaman içerisinde kaybolmaya mahkum. Bu sebeple kadınların toparlayıcı ve sistem kurmaktaki ustalığı devreye girdiğinde sihirli dokunuş gerçekleşir ve sıradan olan güzelleşir. Hayat boyu detaylara dikkat ederek ve pek çok şeye özen göstererek yaşayan kadınların, şirket içindeki aksaklık ve gerek sistemsel gerek görsel sorunları görmezden gelmelerini elbette olanaksız. Bu sebeple, kadınların ayrıntıcı olmaları ve güzel olanı var etme istekleri onlara iş hayatlarında da güzellik ve başarıyı getiriyor.

    Savaşçı Olmak:

    Kas gücüyle bir mücadeleyi kazanması zor olan kadınların zeka gücünü ve ifade yeteneğini geliştirmesi kaçınılmaz. Zeka ve güçlü ifade ile savaşmayı asırlar boyu öğrenmiş kadınların bu iki özelliğinin iş yaşantısı içerisinde inanılmaz kritik rolleri var. Zaman zaman kriz anlarında sakin kalmayı, ait olduğu yeri korumayı kendine içgüdüsel olarak görev edinmiş kadınların tüm bu özellikleri inandıkları konuda ısrarcı olmalarına ve zor durumlarda daha mücadeleci davranmalarına sebep oluyor.

    İş Hayatında Kadın Olmak:

    Tüm bu özelliklerle öne çıkmalarına rağmen hala çok fazla önyargı ile başa çıkmak, cinsiyetçi ve ayrımcı zihniyetin sonucu olarak iş hayatında zor zamanlar yaşamak zorunda bırakılan çok fazla kadın var.

    24 Saatte İş olarak fırsatlar ve eşitliğin kurumlara da, şirketlere de çok fayda sağlayacağına inanıyoruz ve kadının iş dünyasındaki yerinin sağlamlaşmasını sonuna kadar destekliyoruz.

  • Kadınlar İş Arama Sürecinde Kendilerini Güvende Hissetmiyorlar

    Kadınlar iş arama sürecinde güvende hissetmiyor

    “24 Saatte İş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi kadınların iş hayatında karşılaştığı zorluklarla ilgili bir anket düzenledi. Anket sonuçlarına göre , ankete katılanların yüze 67’si kadınların iş hayatında dezavantajlı konumda olduğunu düşünüyor. Yüzde 77’si maaş konusunda dezavantajlı olduğunu düşünürken, yüzde 82’si ise iş arama sürecinde kendini güvende hissetmediğini belirtiyor.”

    Gastronomi Dergisi 2.03.2022

    Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, kadınların haklarına ve uğradıkları hak ihlallerine dikkat çekmek için çeşitli etkinlikler ve farkındalık çalışmaları yapılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre, Türkiye’de 15 yaş ve üzeri istihdam edilen kadınların oranı yaklaşık %30.

    Adaylarla işvereni bir araya getiren iş bulma uygulaması 24 Saatte İş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde kadınların iş hayatında karşılaştığı zorluklarla ilgili bir anket düzenledi. Ankete katılan kadınların:

    • %77’si maaş konusunda dezavantajlı olduğunu,
    • %82’si ise iş arama sürecinde kendini güvende hissetmediğini belirtti.

    Kadınların iş hayatında kalma süresi ortalama 19 yıl

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son veriler olan hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı yüzde 45,7 oldu. Bu oran kadınlarda yüzde 28,7, erkeklerde ise yüzde 63,1. 2019 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının yüzde 26,7, erkeklerin istihdam oranının ise yüzde 87,3 olduğu görüldü. Bu verilere göre, 2019 yılında çalışma hayatında kalma süresi kadınlarda 19,1 yıl, erkeklerde 39,0 yıl oldu.

    İş arama sürecinde zorlanıyorlar

    24 Saatte İş, kadınların iş hayatında karşılaştığı zorluklarla ilgili bir anket düzenledi. Ankete katılan kadınların yüzde 80’i çalışmadığını ifade etti. Yüzde 93’ü ise iş aradığını belirtti. Ankete katılanların yüzde 67’si kadınların iş hayatında dezavantajlı konumda olduğunu düşünüyor. Yüzde 77’si “maaş konusuna dezavantajlıyım” derken,
    yüzde 85’i terfi konusunda dezavantajlı olduğunu söylüyor. Yüzde 75’i dezavantajlı konumda olmanın sektörden sektöre değiştiğini söylerken, yüzde 94’ü iş arama sürecinde zorlandığını belirtti. Kadınların yüzde 82’si ise iş arama sürecinde güvende hissetmiyor.

    “Kadınların iş hayatındaki zorlukları iş arama sürecinde başlıyor”

    Kadınların karşılaştığı zorlukların daha iş arama sürecinde başladığını fark ettiklerini belirten 24 Saatte İş’in kurucu ortağı Gizem Yasa, şunları söyledi:

    “24 Saatte İş’i ilk kurduğumuzda kadınların iş arama süreçlerinde hiç konuşulmayan bir gerçek olduğunu fark ettik. Hizmet sektöründe iş arayan kadınların karşılaştığı zorluklar daha iş arama sürecinde başlıyordu. İlan veren erkeklerin tacizleriyle karşılaşan kadınlar, iş bulmak için hiçbir platforma güvenemiyordu. Bu yüzden 24 Saatte İş’in kadınların rahatlıkla iş arayabilecekleri bir platform olması için teknoloji kasını kullanarak sürekli yeni çözümler ürettik. Bu sayede Türkiye’de istihdama katılabilecek durumda olan kadınların yüzde 30’u iş gücünün içindeyken 24 Saatte İş’te bu rakam yüzde 45 oldu. Yine bu sayede 24 Saatte İş üzerinden 240 bin kadın iş sahibi olurken bunların 23 bin tanesi ilk işlerini 24 Saatte İş sayesinde buldu. Uygulamadaki kadın-erkek dengesini ve güven unsurunu büyüyen ölçeğe rağmen hep önceliklendirdik.”

    ‘Uyku modu’ özelliği devrede 24 Saatte İş’in iş arayan kadın adaylar için oluşturduğu özel uygulamalardan da bahseden Yasa, şöyle konuştu:“24 Saate İş olarak kadınların iş arama süreçlerinde maruz kaldığı taciz olaylarını önlemek için ‘uyku modu’ özelliğini devreye aldık. Bu mod sayesinde uygulama üzerinden iş arayan kadınlar isterlerse ‘uyku modu’ özelliğini devreye sokarak akşam 21.00 ile sabah 08.00 saat aralığında işverenden mesaj almamayı tercih edebiliyorlar. Gönderilen mesajları bu saatler dışında görüntüleyebiliyorlar. Ayrıca, yapay zekâ kullanarak yarattığımız algoritma sayesinde sisteme gelen şirketlerle ilgili pek çok veri sistem tarafından analiz ediliyor. Problem olma ihtimali tespit edilen şirket anında sistem dışı bırakılıyor. İşverenler kadınlara rahatsız edici mesajlar attığında yapay zekâ sistemi tarafından otomatik olarak tespit ediliyor. Bu işveren anında sistem dışı bırakılıyor. Böylelikle, kadın adayların rahatsız edici bir durumla karşılaşmadan potansiyel sorunların önüne geçilmesi hedefleniyor. İş bulma konusunda 24 Saatte İş’e güvenen kimsenin isteğini geri çevirmeden ben de hep bizzat süreçlerin içinde yer aldım ve almaya da devam ediyorum. 24 Saatte İş olarak kadınların güvenle iş aramalarını sağlamaya devam edeceğiz. İnanıyoruz ki
    kadınlar iş hayatında haklarını alabildikçe ve çalışma koşulları iyileştikçe kadınların işgücündeki oranı da giderek artacaktır.”

    https://www.gastronomidergisi.com/gastronomi-haberleri/kadinlar-is-arama-surecinde-kendilerini-guvende-hissetmiyorlar

  • Kadınların İş Arama Sürecindeki Zorlukları ve 24 Saatte İş: Güvenli ve Destekleyici Bir Deneyim

    İş arama süreci, herkes için meydan okuyucu olabilir; ancak kadınlar, özellikle belirli zorluklarla karşılaşabilirler. Bu yazıda, kadınların iş arama sürecinde yaşadığı bazı zorlukları ele alacak ve bu süreçte güvenli ve destekleyici bir deneyim sunan “24 Saatte İş” uygulamasının sağladığı özelliklere odaklanacağız.

    Kadınların İş arama süreci


    Güvenli Başvuru Süreçleri: “24 Saatte İş”, adayların güvenli bir şekilde başvuru yapabilmeleri için gelişmiş güvenlik önlemleri sağlar. Kişisel bilgilerin korunması ve gizliliğin ön planda tutulması, kadınların iş arama sürecinde kendilerini güvende hissetmelerini sağlar

    Esnek Çalışma Fırsatları: Kadınlar gen often iş ve aile hayatı arasında denge kurma çabasındadırlar. “24 Saatte İş”, esnek çalışma fırsatlarına odaklanarak, kadınların kariyer hedeflerini ve aile sorumluluklarını dengeleme şansı sunar.

    İş ve Aile Uyumu: Kadınlar için iş ve aile yaşamı arasında denge kurmak önemlidir. “24 Saatte İş”, adaylara iş ve aile uyumunu kolayca değerlendirme ve iş ilanları arasında bu dengeyi bulma imkanı tanır.

    Kadın Dostu İşletmelerle İşbirliği: Uygulama, kadın dostu işletmelerle özel işbirlikleri kurarak, kadınların destek bulabileceği bir platform oluşturur. Bu, sadece iş bulma süreçlerini kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kadınların kariyer hedeflerine ulaşmalarına destek olur.

    Özel Destek Hattı:
    “24 Saatte İş”, özel destek hattı ile herhangi bir soru veya endişe durumunda hızlıca yardım alabilmelerini sağlar. Bu, kadınların karşılaştıkları zorlukları çözme konusunda güvenli bir ortam sunar.

    Kadınlar, iş arama sürecinde bir dizi özel zorlukla karşılaşabilirler. “24 Saatte İş” uygulaması, kadınların bu zorlukları aşmalarına yardımcı olmak üzere tasarlanmış, güvenli ve destekleyici bir platform sunarak, iş arama süreçlerini daha etkili ve pozitif bir deneyim haline getirir.

    #KadınlarİçinİşArama #24Saatteİş #GüvenliİşArama #İşVeAileUyumu #KariyerFırsatları

  • Keşif: Doğru Personeli Bulmanın 5 Etkili Yolu

    1. Net ve Ayrıntılı İş Tanımı: İş ilanınızda net ve ayrıntılı bir iş tanımı kullanın. İşin gereksinimlerini ve beklentilerini açıkça belirtin
    2. Uygun İlan Yayınlama: İş ilanınızı 24 Saatte İş uygulamasında ve ihtiyacınız olduğu zamanda yayınlayın. İş arayanların sıklıkla ziyaret ettiği 24 Saatte İş’i kullanarak daha geniş bir aday havuzuna erişebilirsiniz.
    3. Özgeçmişleri Dikkatle İnceleyin: Gelen özgeçmişleri dikkatle inceleyin ve işe en uygun adayları belirleyin. Deneyim, beceriler ve kişisel özellikler gibi faktörleri göz önünde bulundurun.
    4. Mülakat Süreci: Adaylarla yapılan mülakatlar, işe alım sürecinin önemli bir parçasıdır. Mülakatları önceden planlayın, adayların yeteneklerini ve uyumunu değerlendirin ve adaylarla doğru iletişimi sağlayın. 24 Saatte İş uygulamasındaki randevu sistemini kullanarak iş arayan adaylara randevu daveti gönderebilirsiniz.
    5. Referans Kontrolü: İşe almayı düşündüğünüz adayların referanslarını kontrol edin. Önceki iş deneyimleri ve performansları hakkında bilgi alarak daha bilinçli bir karar verebilirsiniz

    Doğru personeli bulmak, işletmenizin başarısı için kritik bir adımdır. İşe alım sürecinde etkili bir strateji izlemek, işletmenizin uzun vadeli başarısını sağlamak için önemlidir. Yukarıda belirtilen adımları izleyerek, doğru adayı bulmak ve işletmenizin büyümesine katkıda bulunmak için gereken adımları atabilirsiniz.

  • Kültürü Yaratan İnsanlar…

    Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 109. sayısında yayımlanmıştır

    Pandemi hayatın her alanını olduğu gibi iş yaşamını da etkiledi. Çalışma hayatında radikal değişikliklere yol açtı. Birçok şirket evden çalışma yöntemine geçti.

    Evden çalışmak belirli bir sistem içerisinde, planlı hareket edebilen insanlar için avantajlı oldu. Günü doğru şekilde bölüp yönetebilen kişiler zamanında bilgisayar başına geçip işlerini toparlayıp yine vaktinde bilgisayarı kapamayı başardı. Evin rahatlığı içerisinde bu sistematiği tutturamayanlarda ise uzayıp giden, zorlu günler
    başladı. Dolayısıyla, evden çalışmanın avantaj ve dezavantajları kişiden kişiye çok fazla değişkenlik gösterebiliyor.

    Bu noktada işverenlerin beklentileri de devreye giriyor. Sürekli çevrimiçi çalışanlar bulma beklentisinde olan işverenler, çalışanlar üzerindeki baskı ve stresi artırıyor. Buna karşılık hedefleri belirleyen ve sistematik toplantılarla gidişatı kontrol eden şirketler ise çalışanlarına inisiyatif verip üzerlerindeki bu baskıyı hafifletiyor.
    Herkes için avantaj olan konu ise yolda geçen vaktin azalması hatta yok olması oldu. Özellikle trafikle boğuşan ya da toplu taşımanın kalabalığı ve stresi ile başa çıkmaya çalışan kişiler açısından hem zaman kazanımı hem de daha az stres ile güne başlamak ve mesai saatlerini sonlandırmak mümkün oldu.

    Uzaktan çalışma modeline bazı iş yerleri daha hazırken, bazıları ise dijital dönüşümden tamamen uzak yapılardı. 2020’de ilk kez eve kapanmak gerektiğinde bazı iş yerleri inanılmaz bir hızla adapte oldular ve bu geçişi hemen yapmayı başardılar. Günümüzün başarı tanımında en öne çıkan konsept adaptasyon kabiliyeti olduğundan, bu durumda da adapte olabilenler bu süreci hayatta kalarak ve hatta büyüyerek geçirenler olacak.

    Burada çalışanın aldığı sorumluluğu taşıyacağına dair bir güven gerekiyor. Bu da uzaktan veya ofisten çalışmaktan bağımsız bir konu. Çalışanların yapmaları gerekenleri, neyi ne zaman bitirmeleri gerektiğini iyi ifade eden, süreç sırasında ise yüksek seviyede bir iletişim ile birbirine destek olan ekipleri kuran işverenler bu konuda da sınavı geçti.

    Pandemi sonrası tamamıyla eskiye dönülmeyeceği aşikâr. Bu şekilde de verimli ve keyifli bir çalışma ortamı yaratılabileceğini gören işverenler ofis obsesyonundan çıkacaklardır. En azından ofiste olunması gereken gün ve saatleri eskiye göre hafifletip biraz daha çalışanın inisiyatif alabileceği, esnek bir yapıya dönülmesi
    gerekecek. İş yaşantısının içine yeni dahil olan jenerasyon düşünüldüğünde esneklik anahtar kelime. Bu adaptasyonu başarabilen şirketler genç yetenekleri ellerinde tutabilecekler. Eski kurallara bağlı kalmayı takıntı haline getirenler ise bu oyundan elenecekler diye tahmin ediyorum.

    Bu dönemin en büyük sorunlarından biri özel hayat ile iş hayatı arasındaki çizginin yok olması. Bunun için en doğru çözüm bu çizgileri saatlerle belirlemek ve mesai saatlerinin sınırlarını doğru çizip sistematik bir şekilde eldeki işi bitirmek için hedefler koyarak ilerlemek. İşveren tarafında ise yapılacak iş ve teslim edilmesi beklenen süreyi doğru ifade etmek ve beklentileri başından ortaya koyabilmek çok önemli. Böylelikle çalışanlara ellerinde projelerle ilgili önden planlama yapma şansı verilmiş oluyor ve bu da istenmeyen stresi azaltan bir yaklaşım.

    Pandemi ve onun getirdiği değişimler beklenmeyen şekilde gelişen bir süre. olduğundan herkesin evinde elverişli koşullar yoktu ve bazı çalışanlarda hala yok. İşveren olarak çalışanların fiziksel ve ruhsal olarak doğru bir dengeyi sağlamalarından emin olmak adına ihtiyaçlarını anlamak ve çözüm üretmeye çalışmak gerekiyor.

    Benim en çok aklıma takılan konulardan birisi de uzaktan çalışma sisteminde çalışanın çalıştığı kuruma nasıl aidiyet hissedeceğiydi. Özellikle teknik taraf uzaktan çalışma konusunda esneklik istediğinde bunun başarılamayacağından çok endişe duydum fakat öyle olmadı. Ekiplerin başındaki kişilerle çalışanlar arasında
    doğru kurulmuş bir iletişim ve bağ var ise fiziksel olarak yakında olup olmamak çok büyük bir fark yaratmıyor. Yine de haftanın belirli günlerinde limitli de olsa fiziksel anlamda bir araya gelebilmek, vakit geçirmek ve birlikte herkesin keyif alabileceği aktivitelerde bulunmak bağı artıran ve olması gereken bir şey.

    Kültürü yaratan insanlar… Şirketin kültürüne ve dokusuna uygun ekip arkadaşlarını seçtiğinizde mesafeden bağımsız bir biçimde aradaki bağı korumak mümkün oluyor. Aksi bir durumda fiziksel olarak bir arada olunsa dahi sinerjiyi yakalamak yine mümkün olmayabilir. Dolayısıyla başından işe alım sırasında seçici olmak şirket kültürünün devamlılığı noktasında en kritik konu.


    Gizem Yasa

    24 Saatte İş Kurucu Ortağı

  • Yeme İçme Sektöründe İstihdam Krizi: Giden Geri Gelmiyor

    Yeme - İçme sektörü İstihdam krizi

    Yeme İçme Sektörü Zorda!

    Pandemide yeme-içme sektöründeki saatlik ücretler en düşük seviyeye indi. Çalışanların büyük bölümü ailelerinden maddi destek alıyor. Sektör temsilcilerine göre işletmeler için ise iflas tehlikesi kapıda.

    Yeme-içme sektöründe artan sıkıntılarla ilgili bir analiz çalışması yapan 24 Saatte İş platformunun verilerine göre pandemi dönemi sektör çalışanları için büyük bir yıkım etkisi yarattı. Yeme-içme sektörü pandemi döneminde yaşadığı şoku halen üzerinden atabilmiş değil. Açılma ve kapanma zamanlarında yüz binlerce çalışanın zor günler yaşadığı sektör yoğun bir işçi kaybıyla da karşı karşıya. İşçiler ağır çalışma koşullarına karşın düşük ücretle çalışmak zorunda kaldıkları için artık başka işlere yöneliyor. Ayrıca eski işlerine dönme konusunda çok istek göstermiyor.

    Aile Desteği İle Ayakta Kaldılar

    Peki, pandemide işini kaybedenler geçimini nasıl sağladı? Yapılan çalışmaya göre işsiz kalanların yüzde 53’ü bu süreçte ailelerinden aldığı maddi destek ile geçindi. Yüzde 12’lik kesim yan işlerden kazanç sağlarken bir diğer yüzde 12 ise borçlanarak ayakta kaldı. Bu süreçte işini kaybedenlerin yüzde 8’i önceki maaşından kalan birikimi harcarken diğer yüzde 15 ise işsizlik maaşı ve diğer destekler ile geçimlerini sağlama çalıştı.

    Ay Sonunu Göremiyorlar

    Çalışmanın çarpıcı boyutlarından biri de iş arayan adayların artık aylık değil, günlük işler tercih etmesi oldu. Buna göre çalışanlar sektördeki belirsizlik yüzünden günlük çalışıp garanti ücretlerini almak istiyor. Ayın sonunda parasını alamamaktan endişe ediyor. Günlük ücret veren işletmeler de asgari ücret veren işletmelere göre üç kat daha fazla tercih ediliyor.

    Pandemi döneminde iş başvurularında genel bir düşüş gözlemlediklerini söyleyen 24 Saatte İş platform kurucu ortağı Mert Yıldız’a göre yeme-içme sektörü bu konuda ciddi olumsuz göstergelere sahip. Burada yeme-içme sektörünü ayrı bir yere koyduklarını belirten Yıldız, “Yeme içme sektöründe daha önce günlük üç bin başvuru alırken bu 1000’e kadar düştü” dedi.

    İşletmelerde bir garsonun temizlikten mutfağa kadar her işte çalıştırıldığını ifade eden Yıldız, “Garsonlar her işi yapmak zorunda kalıyor. Bu çalışanlar için sürdürülemez bir durum” değerlendirmesinde bulundu.

    Artık 2 Ay Uzun Dönem Sayılıyor

    İşletmelerin bu süreçte personel giderlerini kısma yönünde adım attığını ve bunun da çalışanın karşısına düşük ücret olarak çıktığını aktaran Yıldız, şunları söyledi: “Sektörde ortalama 10 saatlik mesailer var. Bu iyi işletmelerde sekiz saate kadar düşse bile genel olarak 12-13 saatlik mesailerin ağırlığını görüyoruz. Ve insanlar
    artık bu durumdan çok şikayetçiler. Daha önce yeme-içme sektöründe bir yıl çalışmak uzun dönem sayılıyordu. Artık burada uzun dönem anlayışı iki, üç aya kadar indi çünkü şartlar çok ağırlaştı.”

    Çalışanlar E- Ticarete Gidiyor

    Salgın döneminde en büyük zararı yeme-içme işletmelerinin yaşadığını söyleyen Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, iki milyona yakın çalışana sahip bu alanda ciddi bir işsizlik oluştuğunu açıkladı. Çalışanların artık e-ticarete ve kuryeliğe yöneldiğini, yüksek maaşla bile eleman bulunamadığını belirten Bingöl, acil bir düzenleme ile sektörde işçi ve işverenlerin haklarının garanti altına alınması gerektiğinin altını çizdi.

    İflas ve Kapanmalar Kapıda

    Yeme-içme sektörünü büyük bir tehlikenin beklediğini anlatan Bingöl’e göre iflaslar kapıda. Bingöl, sektörde nitelikli eleman yetiştirmenin zaman aldığını, çok büyük bir boşluğun oluştuğu ve bu durumun işletmeler için iflasa varan sonuçlar doğuracağını söyledi.


  • Yeni Adaylar İçin İş Arama Süreci Taktikleri

    İş mi arıyorsun? Peki iş arama sürecindeki en önemli şeyin ne olduğunu biliyor musun?


    İş arama sürecinde profil nasıl oluşturulur?

    Latince’de özgeçmiş anlamına gelen CV, herkesin bildiği üzere adaylar için iş arama sürecinin bel kemiğidir. 24 Saatte İş uygulamasında bu süreci sizin için daha da kolaylaştırdık. Uzun uzun CV oluşturmak yerine 5 dakikada profilinizi oluşturabilirsiniz. Profilinizi hazırlarken bilinmesi gereken ilk şey bu yazıların kendimizi tanıtacak uzunlukta ama işverenin rahat okuyup inceleyebileceği kısalıkta olması. Çünkü yapılan araştırmalara göre işverenin özgeçmişinizi inceleme süresi sadece 7 saniye. Biz de bu sebeple ilk izleniminizi hızlandırmak istedik

    İş arayan bir aday profilini oluştururken nelere dikkat etmeli?

    1. Temel Bilgiler: İsim-Soyisim, Adres, İletişim Bilgileri
    2. İş deneyimleri
    3. Eğitim
    4. Yabancı Dil Bilgisi ve Yetenekler
    5. Alınan eğitimler, kurslar, seminerler ve sertifikalar

    Bu beş madde her profilde olması gereken öncelikli detaylar. Deneyimler ve eğitim bilgileri sonuncu en üstte olacak şekilde yazılmalı, kronolojik olarak ilerlemelidir. Deneyimlerinizden bahsederken görev tanımınızdan bahsetmek sizi bir adım öne taşıyacaktır. Sadece pozisyon yazmak işverenler için dikkat çekici bir şey değildir.

    Günümüzde çoğu şirket ve işveren yabancı dili (özellikle İngilizce) zorunlu gördüğü için sahip olduğunuz yabancı dil bilgisinin seviyesini belirtmek önem teşkil etmektedir. Aldığınız eğitim, kurs gibi şeylerden bahsederken bunları CV/profiliniz dolu görünsün diye değil gerçekten başvuracağınız iş ile alakalı olduğunuzu
    göstermek için yazmalısınız. Ayrıca iş deneyimi olmayan ya da az olan yeni mezun adaylar, üniversite döneminde aktif rol oynadıkları kulüplerden, sosyal aktivitelerden ve staj deneyimlerinden profillerinde kesinlikle bahsetmeliler. Böylece öğrencilik hayatlarında da kariyerlerine yönelik adımlar attıkları işverenler
    tarafından görülecektir.

    İş arayan bir aday olarak profilinizi hazırlarken anlaşılır ve yalın bir dil kullandığınızdan, imla kurallarına dikkat ettiğinizden emin olun.

    Son olarak dürüst olmanız çok önemlidir. Sırf başvurduğunuz ilana uyum sağlamak için yapmadığınız bir deneyimden ya da almadığınız bir kurstan bahsetmek, doğru ortaya çıktığında sizi işverenin gözünde kötü gösterebilir.

  • İşsizlik Artık Beyaz Yakanın Sorunu 

    TÜİK’in istatistiklerine göre gençler arasında eğitim seviyesi arttıkça, “ne istihdamda ne de eğitimde” olan gençlerin oranı artıyor. Diğer bir deyişle eğitim seviyesi arttıkça istihdamda olma ihtimali düşüyor ve işsiz olma ihtimali artıyor. Lise ve altı seviyede eğitim tamamlamış gençlerin sadece %17.5’i ne çalışıyor ne de eğitim alıyorken, üniversite mezunu ve üstlerinde bu oran %29.2’Ye çıkıyor. 

    Bu eğilime rağmen her yıl üniversite mezunu sayısı artıyor. YÖK/TÜİK’in verilerine göre ülkemizde her yıl 1 milyon genç üniversiteden mezun olup iş hayatına atılmaya uygun hale geliyor, yani istihdam edilecek nüfusa dahil oluyor. Bu gençlerin çoğunluğu ekonominin ihtiyaçlarına yönelik konular üzerine eğitim olmazken bir çoğu da işverenlerin nitelikli olarak tanımlamadığı üniversitelerden mezun oluyor. 

    Üniversite mezunu gençler beyaz yaka işler istiyor… 24 Saatte İş’e son 6 ayda kayıt olmuş 200 bin üniversite mezunu gencin aradıkları işlere göre grupladığımız zaman %69’unun beyaz yaka işleri tercih ettiği görülüyor. Yine 24 Saatte İş’te 2024 yılında açılan beyaz yaka ilanlara gelen ortalama başvuru sayısı 124 iken, mavi yakada bu oran 39’a düşüyor. Eğilime baktığımız zaman da her yıl beyaz yaka işlere talebin arttığını görüyoruz. 

    …fakat beyaz yaka işler gittikçe sayı olarak azalıyorlar. 24 Saatte İş’te açılan ilanları yaka grubuna göre grupladığımızda ilanların çoğunluğunun artık yeme içme, perakende ve lojistik gibi hizmet sektöründe yoğunlaştığı ve beyaz yaka işlerin yıllar içinde oranının azaldığını görüyoruz. 

    Bu eğilim ücretlere de yansıyor. Beyaz yaka işlere olan talebin artıp arzın kısıtlı kalması ücret dengelerine de etki ediyor. Beyaz yaka işler enflasyon oranında artarken, mavi yaka işlerin ortalama ücreti enflasyonun üzerinde artıyor. Sonuç olarak beyaz ve mavi yaka ücretlerin zaman içinde yakınsadığı görülüyor. Asgari ücretle karşılaştırıldığında 24 Saatte İş sisteminde açılan ilanlarda 2021 yılında beyaz yaka işlerdeki ortalama ücret asgari ücretin 3.2 iken bu oran 2024 yılında 2.2’ye düştü. Buna karşılık mavi ve gri yaka işlerde 2021 yılında ortalama ücret asgari ücrete denk gelirken 2024 yılında asgari ücretin 1.5 katına denk geliyor. Benzer bir eğilimin devam ettiğini varsayarsak 5 yıl içinde ücretlerin eşitleneceğini tahmin ediyoruz. 

    İşsizlik artık beyaz yakanın sorunu

    Yapay zeka gözünü beyaz yaka işlere dikti. Yapay zekanın kullanım alanının genişlemesi mavi ve beyaz yaka işler arasındaki makasın giderek daralmasını hızlandıracak. Özellikle müşteri hizmetleri, içerik oluşturulması ve her türlü otomasyon içeren işin yapay zekaya kayması beyaz yakadaki istihdamın zaman içinde daralmasına sebep olacak. İstihdamdaki talep yapay zekayı doğru kullanabilen ve yönetebilen işlere kayacak. Sadece chatGPT gibi yapay zeka araçlarını yazan değil, bu araçları verimli bir biçimde kullananların iş bulmaları kolaylaşacak. 

    Fakat eğitim sistemi mevcutta bu eğilimlere uygun değil. Maalesef pek çok ülkedeki eğitim sistemi hala yapay zeka devrimini dikkate almamış bir ekonomi modeline yönelik gençler yetiştiriyor. Zaman içinde kazanan gençler kendilerine iş ve okul dışında yatırım yapan yabancı dil bilen, yaratıcı işlerle veya bir zanaata yönelenler olacak. Yapay zekayı yakın vadede yenecek meslekler insan ilişkilerini ön plana alan, pek çok disiplini eş zamanlı olarak kullanarak işe “insani melekeleri” katan meslekler olacak. Bunun yanı sıra ustalık gerektiren işlerin de revaçta olacağını öngörüyoruz. Daha önceki araştırmalarımızla birleştirdiğimizde el becerisi ve ustalık gerektiren döner ustalığı, manikürcülük, elektrik teknisyenliği gibi meslekler hem daha çok kazanacak, hem de orta vadede teknoloji ile elenmesi imkansız olacak.

  • Çalışma Hayatına İlk Adımda Deneyim Paradoksu

    Çiçeği burnunda üniversite mezunları, iş dünyasına adım atarken çok büyük bir problemle karşılaşıyor: İş ilanı açıklamalarının çoğunda bulunan “deneyimli, tecrübeli” ibareleri. İşe alınmayan bir genç, tecrübe edinemiyor ve tecrübe edinemediği için de işe alınmıyor. Bu paradoks, sadece işsiz kalan gençleri değil aynı zamanda doğru adaya ulaşamayan işverenleri de ilgilendiriyor. Neyse ki bizim bu paradokstan çıkabilmeniz için birkaç önerimiz var. 

    Beklenilen niteliklerin gözden geçirilmesi iyi bir fikir olabilir. İş ilanında “… deneyimi olan” ya da “… alanında tecrübeli” ibarelerinin yerine, öğrenme yeteneği, motivasyon ve heves gibi ibareler öne çıkarılabilir. Bu, tabii ki var olan bir geçmiş deneyimi ölçmek kadar kolay olmayacak ancak çalışmaya hevesli ve yorgun olmayan beyinlerin getireceği katkı da yadsınamaz bir gerçek. 

    Bazen kovalamak gerekir. Öğrenime devam ederken öğrenciler, mezun olduktan sonra ise yeni mezunlar için staj ve gönüllü çalışma programlarını takip etmek çok önemli. Buradan çok hızlı bir şekilde sonuç almak, talebin çok olması nedeniyle zorlayıcı olabilir. Bu nedenle “nasılsa olmuyor” diyerek ipleri elden bırakmamak lazım. Şirketler çoğu zaman yılda birden fazla kez bu tip pozisyonlar için alım yapıyor. Dolayısıyla, denemekten vazgeçmediğiniz sürece ihtimal var.

    Yola erken çıkmak önemli. Henüz öğrenciliği devam eden kişiler bünyesinde oldukları üniversitenin kariyer merkezleri, öğrenci kulüpleri ve mentorluk programları gibi imkanlarından mutlaka faydalanmalı. Bu tip alanlar CV oluşturmada, mülakat hazırlığına; network geliştirmeden, sertifikalara birçok imkan sağlar.  

    Değerlendirme süreçlerinde her zamankinden farklı bir yol izlemek çözüm olabilir. Normal şartlarda sadece mülakatlar ile ilerletilen bir işe alım sürecini, deneyimsiz adaylar için değiştirmek düşünülebilir. İş tecrübesi olmayan bir aday için deneme günü ayarlanabilir ve işe başladığı taktirde neyi nasıl yapacağına dair çıkarım yapılabilir. 

    En önemli tavsiyemiz, öğrencilerin ve yeni mezunların iş tecrübesi haricinde kendilerine katabileceği değerlere odaklanmaları olacak. Merak etmeyin, bu değerler burada bahsettiklerimiz ile sınırlı değil. Spesifik bir iş ilanı için istenen nitelikler arasında yabancı dil, program bilgisi, sertifika ve benzeri bilumum madde bulunabilir. Bunların tamamı için ise internet sonsuz bir kaynak barındırıyor. Yani başvurduğunuz ilan için tecrübeniz olmasa dahi, diğer nitelikleri eksiksiz karşılayarak ön plana çıkabilirsiniz. 

    Sonuç olarak, iş dünyasında deneyim paradoksu, özellikle yeni mezunlar ve genç profesyoneller için zorlu bir engel teşkil edebilir. Ancak, bu engeli aşmak ve başarılı bir kariyer yolculuğu başlatmak stratejik yaklaşımlar ve doğru adımlar ile mümkün. İş arayanların ve işverenlerin bu paradoksu anlaması ve çözüm yolları üretmesi, her iki taraf için de olumlu sonuçlar doğuracaktır. Genç profesyoneller, kendilerini çeşitli yollarla geliştirmeye ve iş dünyasının ihtiyaçlarına uyum sağlamaya odaklanmalı; işverenler ise deneyimden çok potansiyel ve öğrenme yeteneğine değer vermeyi düşünmeli. Her iki tarafın da esneklik ve anlayış gösterdiği bir iş dünyasında, deneyim eksikliği gibi zorlukların üstesinden gelinmesi aslında imkansız değil.