Pandeminin başından bu yana art arda birçok sorunla karşılaşan ve 18 aya yakın bir süre kapalı kalan yeme-içme sektöründe maliyet artışlarının yanı sıra bir de kalifiye çalışan sorunu büyüyor…
Kalifiye eleman sorunu gittikçe büyük bir sorun haline geliyor.
Pandeminin başından bu yana art arda birçok sorunla karşılaşan ve 18 aya yakın bir süre kapalı kalan yeme-içme sektöründe maliyet artışlarının yanı sıra bir de kalifiye çalışan sorunu büyüyor. Pandemide sektörden kopan 2 milyon çalışan geri dönmedi.
Salgın döneminde yaklaşık 10 milyon çalışandan 2 milyonunun sektörden koptuğunu belirten sektör temsilcileri, sektöre çalışan ilgisinin azaldığını açıkladı. Ekim ayında bu konuda bir araştırma yayımlayan iş bulma platformu 24 Saatte İş Kurucu Ortağı Mert Yıldız, çalışma saatlerinin uzun olması nedeniyle bu sektöre iş başvurularının azaldığını söyledi. Ankete göre iş başvurularının oranının yüzde 18’den yüzde 14’e gerilediğini belirten Yıldız, araştırmada ortaya çıkan sonuçları şöyle özetledi:
– En düşük saatlik ücret bu sektörde. Adaylar maaşlar eşitken diğer sektörleri tercih ediyor. – Adaylar ailelerinden finansal destek aldıkları için ilanlardaki maaşa dikkat ediyor. – Adayların maaş beklentileri ve şirketlerin teklifleri arasındaki fark açılıyor.
Yeme içme sektöründe temel bir sorun var.
Restoranların 3 yıl sonra garson bulamama sorunu ile karşı karşıya kalacaklarını da söyleyen Yıldız, “sektör mensuplarının acil reaksiyon alması gerekiyor. Yeme içme sektöründe temel bir sorun var. Kiralardan tutun dağıtıcılara verilen komisyonlara kadar her alanda müthiş bir maliyet var” dedi.
Şu ana kadarki hayatımızın belki de en zor dönemi. Çok uzun zamandır bugün için çalışıyoruz.
Sınav sonuçlarını ellerimiz terleyerek bekledik. Ve karşımıza bizim geleceğimizi belirleyeceğini zannettiğimiz birkaç sayı çıktı. Puanlar, sıralamalar, doğrular, yanlışlar…
Peki şimdi ne yapacağız?
Hayalini kurduğumuz bölüm ve üniversiteyi kazanabilecek miyiz?
Ya da hayalini kurduğumuz bir bölüm ve üniversite var mı?
Bu yaşta durum gerçekten çok zor. Geleceğimize karar vermek zorundayız! Ama nasıl yapacağız?
Hangisi doğru, hangisi yanlış?
Öncelikle sakin kalalım
Uzun zamandır bununla yatıp bununla kalkıyoruz. Belki bazı geceler uykusuz kaldık, belki nefesimiz daraldı, ellerimiz titredi. Ama sonunda bitti. Önce bunu kabul etmeli ve rahatlamalıyız ki sakin kafayla doğru kararlar verebilelim.
Ne istediğimize karar verelim
Tercihlerimizi öylesine yapmak belki ileride pişman olmamıza sebep olabilir. Ki çoğu üniversite öğrencisine sorsak bu cevabı alırız. “Keşke başka bir bölüm okusaydım. Keşke başka bir okula gitseydim”. Bunları söylememek için elimizde neler var onlara bakalım. Hangi alanlarda iyi olduğumuzu sorabiliriz mesela kendimize. Matematik seviyor muyum, coğrafyam mı daha iyi yoksa dile mi ağırlık vermek istiyorum. Bunların bir listesin tutalım.
Sonra da ne istemediğimize bakalım
Peki, nelerden nefret ediyorum ama yapamayacağıma neredeyse eminim? Bununla vakit kaybetmektense hangi alanlarda daha iyi olabilirim? Beni rakamlar mı yorar yoksa tarih kitapları mı?
Kendimi üniversitenin sonunda nerede görüyorum?
Görüyor muyum? Bir hayalim var mı? Yoksa yolda mı şekilleneceğine inanıyorum. Finansta mı görüyorum yoksa satışta mı ya da mühendis mi olmak istiyorum? Ben hayatımın geri kalanında eğer aynı mesleği yapacaksam ne yapmak istiyorum Bunu bilebilirsek tabi 😊
Güvenilir kişilerden destek alalım
Bu işin ehli olan kişileri araştırmalı ve onların tercih zamanları için yazdıkları önerileri dört gözle okumalı, dinlemeliyiz. Bize verecekleri tavsiyeler belki de hayatımızda büyük bir etkiye sahip olacak.
Üniversiteleri araştıralım
Hangi üniversitenin konumu kolay, hangisinin bahçesi var? Bunlar çok cezbedici bence de:) Ama bunları ikinci plana atıp hangi okulun yabancı dil eğitimi daha iyi, hangi okul bana iyi bağlantılar kazandırır, hangi okul benim gelişimim için bana yardımcı olur? Önce bunları inceleyelim. Sonra da okulları gezelim. Oryantasyonlara, tanıtım günlerine katılalım ve aklımızdaki her şeyi çekinmeden soralım! İçimize sinen bir yerler mutlaka olacaktır.
Eşleştirme yapalım
İstediğim bölüm ve beğendiğim okul bu konuda birbirleriyle uyumlu mu? Kocaman kampüsü var ama medya alanında çok da başarılı değil diyor muyuz mesela?
Ne istediğimizi asla bilmiyor olabiliriz!
Bu o kadar normal ki! Önce bunu kabul edelim. O kadar fazla öğrenci tercih yaparken ne istediğini bilmiyor ki… Bu noktada bölümleri araştıralım. Hangi bölümü okursam daha kapsamlı bir eğitim alabilirim? Bu soruları soralım. İşletme okursam satışçı da olabilirim, pazarlama alanına da yönelebilirim.
Okuyacağınız bölüm, okurken alacağınız farklı alanlardaki dersler çok önemli olacak. İstemediğimiz bir bölümü okursak bile hoşumuza giden farklı dallardaki dersleri alıp o alanlarda bilgi sahibi olabiliriz. Belki de ne istediğimizi yolda öğreniriz, belli mi olur!
Pes etmeden, sakince, sabırla araştıralım. En doğrusunu bulmaya çalışmak birkaç haftada gerçekten çok zor. Hayatımızın sonu değil. Hayatımızın başlangıcı da değil. Üniversite, hayatımızın yeni bir dönemi sadece. Ve bunu istediğimiz şekilde yönetebiliriz. Ders dışı etkinliklere katılmanız gerektiğini zaten çok sık duyacaksınız. Artık üniversite başlı başına yetmiyor. Böyle farklı alanlara yönelerekte üniversite hayatımızı güzelleştirebilir, kendimizi geliştirebiliriz.
Yeter ki isteyelim. Hiç sevmediğin okulda, sevmediğin bir bölümü okurken tanıştığın bir öğretmenin, bir arkadaşın senin hayatını değiştirebilir.
Üniversite tercihi sandığımız kadar önemli değil. Her şey gerçekten bizim ile alakalı. Bunu da başlayınca göreceksiniz.
Yolunuz açık olsun!
Bu aşamadan sonra iş hayatının sıkıntıları başlayacak ama merak etmeyin o zaman da biz yanınızda olacağız 🙂
Sistem üzerinde iş verenlerden duyduğumuz en büyük sorun “alakasız başvurular “. Bunun temel sebebine indiğimizde ise gördük ki, iş arayanların çoğunluğu ne istediğini bilmiyor. Yeter ki iş olsun diye her yere başvuru yapıyorlar.
Bununla ilgili birkaç tavsiyemiz var!
İşsizliğin arttığı bugünlerde sana uygun olmayan iş ilanlarına başvurman senin iş bulma olasılığını arttırmayacak, inan. Aksine daha da umudunu kıracaktır. “İş olsun da ne olursa olsun” düşüncesinden çıkmamız gerekiyor. Toplum olarak iş arama sürecinde yaptığımız en büyük sorun ihtiyaç halindeyken sağlıklı düşünememek.
Örneğin;
A2 ehliyetli kurye arayışı olan bir şirketin ilanına A2 ehliyeti olmayan bir bulaşık personeli olarak başvuruyorsan şirketin sana olumlu geri dönüş yapma ihtimali ne yazık ki çok düşük. Ve burada şirketi suçlamak, “zaten kimse dönüş yapmıyor” demek ise kaçış yolumuz.
Biz 24 Saatte İş uygulaması olarak bunu yaşamaman için sana fırsat sunuyoruz. İlanlardaki eşleşme skorlarına bakarak aslında sana şirketleri eleme şansı veriyoruz. Yüzde 60’ın altında eşleştiğin ilanlara başvuru yapmak yerine sana uygun olan (eşleşme skoru daha yüksek) ilanlara başvuru yaparsan hem kendi şansını arttırır hem de diğer başvurular arasında fark edilirsin.
“Ama bulaşıkçı ilanı yok, ne yapayım!” Böyle dediğini duyar gibiyiz. O zaman bir diğer tavsiyemiz; aynı sektörün içindeki diğer ilanlara bakmalısın. Bu ne demek dersen eğer, bir restoranda bulaşıkçı deneyimin var diyelim ve aradığın gibi bir ilan bulamadın. O zaman yine yeme içme sektöründe ehliyet gibi belge gerektirmeyecek diğer pozisyonlara (komi, garson, temizlik vs.) başvurabilirsin.
Böylelikle farklı deneyimler de kazanmış olur, sonrasında daha farklı pozisyonlarda da değerlendirilme şansını arttırabilirsin!
Unutma, hepimiz bir yoldan geçiyoruz. Bu yolculukta senin için önemli olan hızlı adım atmak mı sağlam adım atmak mı? Önce bunun cevabını kendine vermelisin. Zaten sonrasında biz sana yardımcı olmak için buradayız!
İş arama süreci, birçok aday için zaman alıcı ve karmaşık olabilir. Ancak “24 Saatte İş” uygulaması, adaylara iş bulma süreçlerini hızlandırma ve verimliliklerini artırma fırsatı sunuyor.
Bu yazıda, iş arayanlar için “24 Saatte İş’in hız ve verimlilikteki üstünlüğünü keşfedeceğiz.
1. Anında İlanlara Erişim: “24 Saatte İş” uygulaması, iş arayanlara anında iş ilanlarına erişim imkanı sunarak zamandan tasarruf etmelerini sağlıyor. İş arama sürecini hızlandırmak adına, güncel ve çeşitli iş fırsatlarına kolayca göz atma olanağı sunuyor.
2. Hızlı Başvuru Süreci: Adaylar, “24 Saatte İş” üzerinden hızlı ve kullanıcı dostu başvuru süreçleriyle karşılaşıyor. İlgili iş ilanına tek bir tıkla başvuruda bulunma imkanı, iş arayanların çabalarını en aza indirerek etkili bir başvuru süreci sunuyor.
3. Esnek Kariyer Fırsatları: Uygulama, adaylara sadece hızlı değil, aynı zamanda esnek kariyer fırsatları sunuyor. Tam zamanlı, yarı zamanlı, freelance veya staj gibi çeşitli iş türlerine kolayca başvurabilme imkanı, iş arayanların ihtiyaçlarına uygun fırsatlar bulmalarını sağlıyor.
4. Özel Bildirimler ve Uyarılar: “24 Saatte İş”, adayların güncel iş ilanlarından ve başvurularından haberdar olmalarını sağlamak adına özel bildirimler ve uyarılar gönderiyor. 5 . İş Bulma Sürecinde Destek Hattı: Uygulama, adayların karşılaştığı herhangi bir soru veya sorunda destek alabilmeleri için özel bir destek hattına sahip. Bu, iş arayanların güven duygusunu artırarak süreçteki verimliliği destekliyor.
“24 Saatte İş” uygulaması, iş arayanlara iş bulma süreçlerinde hız, esneklik ve verimlilik sunarak, modern iş arama standartlarını belirliyor. Adaylar, uygulama sayesinde iş arama süreçlerini daha etkili ve sonuç odaklı hale getiriyor, böylece kariyer hedeflerine hızla ulaşıyorlar.
Hizmet sektörü müşteri memnuniyetine odaklı çalışmak zorunda olan sektörlerden biridir. Müşteri memnuniyeti ise şirketi başarıya götüren en önemli ve en zor etkendir. Zaman zaman müşterilerden gelen anlamsız talepler bu sektörün en içinden çıkılmaz parçasıdır. Haksız da olsan “müşteri her zaman haklıdır!”.
Hizmet sektörünün diğer bir zorluğu ise çalışma saatleri ve tempolarıdır. Yoğun çalışma saatleri ve bu süre zarfında karşılaştıkları problemlerin yanına fiziksel yorgunluk da eklenince personelin halini anlamaya çalışmak gerçekten büyük bir emek ister. Sosyal hayatlarının minimum dereceye düşmesini unutmamak gerekir!
İşe alım süreçlerinde de şirketler tüm bunları adaylara belirtmek zorundadır. Çünkü bu sektörde çalışırken müşteri memnuniyetini sağlamaya çalışmak bu işin en stresli parçasıdır.
Dolayısıyla stres ve kriz anlarını yönetebilen çalışan adayları bu sektörde başarıya ulaşırlar. Stresli, yoğun çalışma saatlerinin olduğu bir iş ortamında verimi arttırmak için çabalaması gerekenler de aslında işverenlerdir. Çünkü müşteri memnuniyeti kadar personelin memnuniyeti ve işten aldığın tatmin de çok önemlidir. Maddi ve manevi motivasyon, personeli adapte edebilecek en önemli iki unsurdur.
Unutmayın, müşteri memnuniyeti kadar sizin iç memnuniyetiniz de önemlidir!
Adaylarla işvereni bir araya getiren uygulama 24 Saatte İş, iş arayan kadın adaylara, herhangi bir taciz ya da sorunla karşılaşmalarını önleyebilmek için yedi öneri sıraladı. Kadınların iş arama süreçlerinde maruz kaldığı taciz olaylarını önlemek için daha önce de yapay zekâ kullanan ve ‘uyku modu’ özelliğini devreye alan 24 Saatte İş, daha fazla kadının iş yaşamında yer alabilmesi için şirketlerin, portalların ve tüm işverenlerin bu konudaki gerekli hassasiyeti göstermeleri gerektiğini belirtiyor.
Neredeyse her hafta hatta her gün kadınların yaşadığı zorlukları, uğradıkları tacizleri ve hayatlarını kaybettiklerini duyuran haberleri okuyor ve izliyoruz. Kadınların iş arayış sürecinde yaşadığı zorluklar da maalesef devam ediyor. Sorunların kaynağı yok edilinceye kadar kadınlar kendi kendilerine önlem almak zorunda bırakılıyor.
Adaylarla işvereni bir araya getiren uygulama 24 Saatte İş, iş arayan kadın adaylara, herhangi bir taciz ya da sorunla karşılaşmalarını önleyebilmek için yedi öneri sıraladı. Kadınların iş arayış süreçlerini kolaylaştırmak için çalışmalarını yürüten 24 Saatte İş, kadınların iş arama süreçlerinde maruz kaldığı taciz olaylarını önlemek için daha önce de ‘uyku modu’ özelliğini devreye almıştı. Bu mod sayesinde uygulama üzerinden iş arayan kadınlar isterlerse ‘uyku modu’ özelliğini devreye sokarak akşam 21.00 ile sabah 08.00 saat aralığında işverenden mesaj almamayı tercih edebiliyorlar. Gönderilen mesajları bu saatler dışında görüntüleyebiliyorlar. Ayrıca, 24 Saatte İş’in yapay zekâ kullanarak yarattığı algoritma sayesinde sisteme gelen şirketlerle ilgili pek çok veri sistem tarafından analiz ediliyor. Problem olma ihtimali tespit edilen şirket anında sistem dışı bırakılıyor. İşverenler kadınlara rahatsız edici mesajlar attığında yapay zekâ sistemi tarafından otomatik olarak tespit edilip, Böylelikle, kadın adayların rahatsız edici bir durumla karşılaşmadan potansiyel sorunların önüne geçilmesi hedefleniyor. İşveren anında sistem dışı bırakılıyor.
24 Saatte İş’in iş arayan kadın adaylar için hazırladığı yedi öneri ise şöyle:
Başvuru yapacağınız portalları iyi seçin: Öncelikle iş başvurusu yapacağınız portalları iyi seçmeniz, buraların güvenilir yerler olmasına dikkat etmeniz gerekir. En etkin yöntemlerden biri özellikle mobil kanallar için Google Play ve App Store yorumlarını okumak. Bu mecralarda portalların kullanıcı ile olan etkileşimi portalların kullanıcılarına yaklaşımlarını çok net ortaya koyuyor. Şikayetvar ve benzeri sitelerde yapılan olumsuz yorum sayılarını, şirketin şikâyetlere verdiği cevapları mutlaka okuyun. Jenerik cevaplarla her soruna aynı şekilde ve mekanik yaklaşan, otomatik cevap veren şirketlere mesafeli durun. Sistem üzerinden mesajlaşın: Başvuru yaptığınız şirket ile mutlaka sistem üzerinden mesajlaşın. WhatsApp veya farklı mecralarda yapılan mesajlaşmalar sorunu tespit etmeyi imkânsızlaştırıyor.
İş görüşmesine gitmeden önce şirketi araştırın: Başvuru yapılan şirketi Google’da aratın ve randevuya gitmeden önce mutlaka şirketin Google’da varlığından emin olun. Küçük işletmeler için varsa Google’daki şirket telefonundan ulaşıp randevu detaylarınızı ve size randevu veren kişiyi şirket ile teyit edin.
Şüpheli bir durumda portalla iletişime geçin: İçinize sinmeyen, şüpheli bir durumda portalın müşteri hizmetler ile iletişime geçip portal ile ilgili soru sorun ve karşınızda muhatap bulup bulamadığınıza bakın. Eğer telefonlarınız cevapsız kalıyorsa, şikâyetlerinize, e-postalarınıza dönülmüyorsa bu mecraların takibi zayıf demektir. Mutlaka uzak durun.
Mesai saatleri dışındaki aramaları reddedin: Mesai saatleri dışında mesajlaşmayın ve gelen arama taleplerini kesinlikle kabul etmeyin. Şirketlerin yaklaşımı ve bakış açısındaki ciddiyeti ortaya koyan en önemli faktörlerden biri iletişim kurma biçimleri. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Gecenin bir vakti arayan bir şirket, kuvvetle muhtemel sonrasında sorun yaşama potansiyeliniz olan bir müessesedir. Uzak durun.
Konuşma diline ve uzunluğuna dikkat edin: Lüzumsuz bir samimiyet içeriyorsa ve başlangıçta bir laubalilik sinyali geliyorsa şirketi bloklayın ve konuşmayı kesinlikle uzatmayın. Konu sadece iş görüşmesi olduğunda mesajlaşma uzunluğu genellikle birkaç satır sürüyor ve sonrasında randevu adımına geçiliyor. Eğer sorular uzuyor ve kişisel alana giriyorsa da kullanıcıyı mutlaka bloklayın ve hemen portala incelenmesi için şikâyet edin.
Bilgilerinizi kimseyle paylaşmayın: Son olarak; banka bilgisi, TC kimlik gibi bilgilerinizi iş görüşmesini sonuçlandırmadığınız kimseye asla vermeyin. Sizden iş güvencesi adı altında ücret talep eden şirketler olursa mutlaka ve mutlaka portalla görüşün ve ilanın kapatılması konusunda uyarıda bulunun. “Kadınların sadece yüzde 30’u iş yaşamının içinde”
24 Saatte İş’in kurucu ortağı Gizem Yasa, kadınların iş arayışlarını güvenle yapabilmeleri için portalların, şirketlerin ve tüm işverenlerin bu konuya hassasiyetle yaklaşmaları gerektiğini belirterek şunları söylüyor:
“24 Saatte İş olarak ilk günümüzden beri üstlendiğimiz misyon iş bulma sürecinde güvene aracılık etmek. İki kelimeyle özetlediğimiz bu hedefi gerçekleştirmek tahmin edilenden çok daha karmaşık ver zor. Dört yıldır tüm ekibimizle verdiğimiz çaba ve geliştirdiğimiz teknolojik altyapı, yapay zekâ kullanan algoritmalarımız ve moderasyonumuz sayesinde sözümüzün arkasında duruyor olmak belki de başardığımız en önemli iş. Türkiye’de kadınların istihdama olan katılımının azlığı dikkat çekiyor. Çalışabilir kadın nüfusun sadece yüzde 30’u iş yaşamının içinde. Bu istatistikleri görünce kadınların bu konuda daha fazla yüreklendirilmesi gerektiği hissediliyor. Fakat önce bu konunun temeline inmek gerekiyor. Aile ve eş baskısı ve bu konulardaki önyargı en önemli etkenlerden. Fakat ikinci en büyük etken henüz iş arama süreçlerinde maruz kalınan olumsuz deneyimler. Henüz işe yerleşmeden bile güvenliğini tehlikede hissedip iş yaşantısı ile ilgili daha ilk adımlardan önyargı geliştiriliyor ve buradaki kaygı ve önyargı tamamen haklı sebeplerden. Eğer daha fazla kadını sahada, servis sektöründe görmek istiyorsak tüm ekosistem olarak sorumluluk alıp sürecin kadınlar nezdinde sorunsuz yürümesi için bizim kadar hassas olunması gerekiyor. Portalların, şirketlerin ve işverenlerin aynı hassasiyeti sahiplenmesi lazım.” “Uyku modu özelliğimiz devrede”
24 Saatte İş olarak iş arayan kadın adayların iş arama süreçlerini kolaylaştıracak ve güvenle iş aramalarını sağlayacak birtakım çalışmalar yaptıklarını belirten 24 Saatte İş’in kurucu ortağı Mert Yıldız ise şunları anlatıyor:
“Şüpheli şirketleri önden bulup, henüz sistem üzerinde sorunlu bir hareket yapmadan tespit eden yapay zekâ algoritmasını oluşturduk. Böylece konu bir şikâyete dönüşmeden, kimse zarar görmeden şirket şüpheli ise direkt olarak sistemde pasifleştiriliyor. En ufak bir problem potansiyeli gördüğümüzde şirketleri askıya alıp şirketle iletişime geçiyoruz. Kontrol mekanizmamızdan geçemeyen şirketlerin ilanlarını devre dışı bırakıyoruz ve bir daha ilan açmalarını engelliyoruz. Geliştirdiğimiz ‘uyku modu’ özelliğiyle kadın adayların akşam 20.00 ile sabah 08.00 saatleri arasında mesaj ve arama almasını engelliyoruz. En yeni devreye aldığımız özellik olan onaylı şirket özelliği ile de sürekli iletişimde olduğumuz, yaklaşımına ve güvenilirliğine onay verdiğimiz şirketleri önceliklendiriyoruz ve adaylarla paylaşıyoruz. Her geçen gün deneyimi tüm kullanıcılarımız için mükemmelleştirmek ve ‘güvene aracılık’ misyonumuzun arkasında durmak için gelişmeye devam ediyoruz. Çünkü her bir kullanıcımıza 24 Saatte İş olarak tüm samimiyetimizle çok değer veriyoruz.”
24 Saatte İş, Türkiye’de ki verimsiz istihdam piyasasını teknolojiyi kullanarak çok daha verimli hale getirmeyi amaçlayan yeni nesil dijital bir pazar yeri aynı zamanda özel istihdam bürosudur.
Günümüzde gittikçe büyük bir problem haline gelen iş bulma sürecini adaylar için daha kolay bir hale getirmeye, şirketlere ulaşmanın sadece “bir tık uzağında” olduğunu göstermeye çalışıyoruz.
“İş arıyorum” & “Eleman bulamıyorum”
Bu iki cümleyi bir telefona sığdırdık. Doğru iş/aday artık herkesin cebinde! Eşleşme skorlarıyla adayların doğru işi bulmasını, şirketlerin de doğru adaya ulaşmalarını sağlıyoruz ve “başvurdum ama geri dönen olmadı” sorununu ortadan kaldırıyoruz.
24 Saatte İş uygulamasıyla, çalışan adayı 24 saatin sonunda olumlu ya da olumsuz şirket tarafından bir cevap mutlaka alıyor.
Eğer bu blog yazısını okuduysan ve işe ya da elemana ihtiyacın varsa, 24 Saatte İş uygulamasını telefonuna indir!
Bir şeye ihtiyacın olursa da bize istediğin zaman ulaşabilirsin.
İş ilanına başvurdun, görüşmeye çağrıldın. Yüzdün yüzdün kuyruğuna geldin, birçok kişi arasından seçilip görüşmeye çağrıldın! Bil ki bu iş görüşmesi senin için gerçekten özel bir fırsat.
Hayallerindeki iş belki bu görüşmenin ucunda! Ama sen görüşmeye gitmiyorsun. Bundan sonra senin için biraz sancılı bir dönem olacak.
Ne olabilir ki dediğini duyar gibiyiz. Hadi gel beraber bakalım;
İş bulman zorlaşabilir. Özellikle herkesin iş aradığı şu dönemde elinin tersiyle ittiğin o işi bir başkası hemen kapabilir. O yüzden eğer senin için doğru yer olduğuna inanıyorsan bu fırsatı sakın kaçırma!
Karşı tarafa olumsuz bir etki yaratacağın kesin! Şirket senin için bir zaman ayırıyor, belki tüm gününü sana göre planlıyor. Sen görüşmeye gitmeyerek hem şirketin vaktini çalıyor hem de ilk izlenimde kötü bir enerji yayıyorsun, bizden söylemesi.
Her mülakat, her iş görüşmesi bir deneyim. Ne kadar çok iş görüşmesine katılırsan o kadar kendini geliştirecek, konuşma yeteneklerini bile arttıracaksın. Böylelikle belki bir sonraki iş görüşmen de artık nasıl duracağını, hangi ses tonuyla ne konuşacağını zaten biliyor olacaksın.
24 Saatte İş olarak binlerce iş görüşmesi ayarladık, binlerce adayın iş yüzlerce şirketin eleman bulmasına destek olduk. Bu sürecin ne kadar sancılı olduğunu senin kadar biliyoruz, inan.
İş görüşmeleri senin için harika fırsat! Bu fırsat kapısını araladık artık top sen de!
Bir desteğe ihtiyacın olursa biz her zaman buradayız! 24 Saatte İş ekibi
TÜİK’in istatistiklerine göre gençler arasında eğitim seviyesi arttıkça, “ne istihdamda ne de eğitimde” olan gençlerin oranı artıyor. Diğer bir deyişle eğitim seviyesi arttıkça istihdamda olma ihtimali düşüyor ve işsiz olma ihtimali artıyor. Lise ve altı seviyede eğitim tamamlamış gençlerin sadece %17.5’i ne çalışıyor ne de eğitim alıyorken, üniversite mezunu ve üstlerinde bu oran %29.2’ye çıkıyor.
Bu eğilime rağmen her yıl üniversite mezunu sayısı artıyor. YÖK/TÜİK’in verilerine göre ülkemizde her yıl 1 milyon genç üniversiteden mezun olup iş hayatına atılmaya uygun hale geliyor, yani istihdam edilecek nüfusa dahil oluyor. Bu gençlerin çoğunluğu ekonominin ihtiyaçlarına yönelik konular üzerine eğitim olmazken bir çoğu da işverenlerin nitelikli olarak tanımlamadığı üniversitelerden mezun oluyor.
Üniversite mezunu gençler beyaz yaka işler istiyor… 24 Saatte İş’e son 6 ayda kayıt olmuş 200 bin üniversite mezunu gencin aradıkları işlere göre grupladığımız zaman %69’unun beyaz yaka işleri tercih ettiği görülüyor. Yine 24 Saatte İş’te 2024 yılında açılan beyaz yaka ilanlara gelen ortalama başvuru sayısı 124 iken, mavi yakada bu oran 39’a düşüyor. Eğilime baktığımız zaman da her yıl beyaz yaka işlere talebin arttığını görüyoruz.
…fakat beyaz yaka işler gittikçe sayı olarak azalıyorlar. 24 Saatte İş’te açılan ilanları yaka grubuna göre grupladığımızda ilanların çoğunluğunun artık yeme içme, perakende ve lojistik gibi hizmet sektöründe yoğunlaştığı ve beyaz yaka işlerin yıllar içinde oranının azaldığını görüyoruz.
Bu eğilim ücretlere de yansıyor. Beyaz yaka işlere olan talebin artıp arzın kısıtlı kalması ücret dengelerine de etki ediyor. Beyaz yaka işler enflasyon oranında artarken, mavi yaka işlerin ortalama ücreti enflasyonun üzerinde artıyor. Sonuç olarak beyaz ve mavi yaka ücretlerin zaman içinde yakınsadığı görülüyor. Asgari ücretle karşılaştırıldığında 24 Saatte İş sisteminde açılan ilanlarda 2021 yılında beyaz yaka işlerdeki ortalama ücret asgari ücretin 3.2 iken bu oran 2024 yılında 2.2’ye düştü. Buna karşılık mavi ve gri yaka işlerde 2021 yılında ortalama ücret asgari ücrete denk gelirken 2024 yılında asgari ücretin 1.5 katına denk geliyor. Benzer bir eğilimin devam ettiğini varsayarsak 5 yıl içinde ücretlerin eşitleneceğini tahmin ediyoruz.
Yapay zeka gözünü beyaz yaka işlere dikti. Yapay zekanın kullanım alanının genişlemesi mavi ve beyaz yaka işler arasındaki makasın giderek daralmasını hızlandıracak. Özellikle müşteri hizmetleri, içerik oluşturulması ve her türlü otomasyon içeren işin yapay zekaya kayması beyaz yakadaki istihdamın zaman içinde daralmasına sebep olacak. İstihdamdaki talep yapay zekayı doğru kullanabilen ve yönetebilen işlere kayacak. Sadece chatGPT gibi yapay zeka araçlarını yazan değil, bu araçları verimli bir biçimde kullananların iş bulmaları kolaylaşacak. Fakat eğitim sistemi mevcutta bu eğilimlere uygun değil. Maalesef pek çok ülkedeki eğitim sistemi hala yapay zeka devrimini dikkate almamış bir ekonomi modeline yönelik gençler yetiştiriyor. Zaman içinde kazanan gençler kendilerine iş ve okul dışında yatırım yapan yabancı dil bilen, yaratıcı işlerle veya bir zanaata yönelenler olacak. Yapay zekayı yakın vadede yenecek meslekler insan ilişkilerini ön plana alan, pek çok disiplini eş zamanlı olarak kullanarak işe “insani melekeleri” katan meslekler olacak. Bunun yanı sıra ustalık gerektiren işlerin de revaçta olacağını öngörüyoruz. Daha önceki araştırmalarımızla birleştirdiğimizde el becerisi ve ustalık gerektiren döner ustalığı, manikürcülük, elektrik teknisyenliği gibi meslekler hem daha çok kazanacak, hem de orta vadede teknoloji ile elenmesi imkansız olacak.
Job ghosting, aslında işe alım sürecine aşina olan herkesin bildiği bir sorun. Yeni fenomen olmaya başladığı için ismini daha sık duyacağız. Tanımlamak gerekirse; işe alım sürecinin ortasında adayların işverenlere hiçbir açıklama yapmadan, aniden iletişimi kesmesi diyebiliriz. Job Ghosting kavramını, 24 Saatte İş uygulamasındaki 781 şirket ve 3550 çalışan adayına sorduk.
Öncelikle mavi ve gri yakadaki işe alım süreçleri beyaz yakadan çok farklı ilerliyor. Beyaz yakada en büyük sorun doğru aday bulunmaması iken mavi/gri yakada iş ilanına başvuran adayların davet edildikleri iş görüşmelerine katılmamaları oluyor. Bunun da ötesinde teklif aldıktan sonra işe gitmeyenler ve işe başlayıp 2-3 gün içinde ayrılanlar hizmet sektöründeki şirketleri en çok zorlayan konular.
İstanbul, Ankara ve İzmir merkezli 781 şirketin katıldığı anketimizde durumun neden böyle olduğunu sorduğumuzda çoğu şirketin cevabının “adayların çalışmak istememesi veya adayların öylesine başvuru yaptığı” olduğu görülüyor.
Fakat 200 bin şirket ve 4.5 milyonluk aday havuzu olan bir “pazar yeri” olmanın avantajını kullanarak aynı soruyu adaylara da yönlendirdik. 3550 çalışan adayının katıldığı anketimizde şirketlerin neden personel bulmakta zorlandıkları ile ilgili çok ilginç değerlendirmeler çıktı.
Adayların randevuya katılmamalarının en önemli sebebi başka iş bulmaları. Ankete katılanların %38’i randevuya gitmemesinin başka bir iş bulması olduğunu belirtiyor. 24 Saatte İş’in 7 yıldır hıza odaklanması ve şirketleri adaylara 24 saat içinde dönmeye zorlamasındaki en temel sebep şirketlerin henüz istihdam piyasasındaki rekabetin boyutunu farketmemiş olması. Çoğu işverenin beyaz yaka bir geçmişten gelmesi mavi/gri yakadaki dinamiklerin benzer olduğunu düşünmesine sebep oluyor. Halbuki beyaz yakada bir iş için pek çok aday varken, mavi/gri yakada bir aday için pek çok iş var. Bu da adayların iş alternatiflerini geniş bir havuzdan seçmesine imkan veriyor. Şirketler adaylara dönüp randevu verene kadar o aday çoktan başka bir iş bulmuş oluyor.
Önerilen işler arasında şartlarla ilgili çok büyük fark olmaması da önemli bir etken. 24 Saatte İş’te son 1 ayda açılan 3800 ilana baktığımızda ücretlerin çok küçük bir bantta oynadığı ve verilen yan hakların hemen hemen aynı olduğunu görüyoruz. Ücret ve yan haklar gibi maddi konular birbirinden çok ayrışmayınca adaylar kendilerine en yakın olan ve hızlı dönen işverenleri tercih ediyor. Pozisyonların maaş dağılımlarına bakarsak en yüksek maaş ile en düşük maaş arasında yaklaşık 4.000 TL olduğunu görüyoruz. Bu da en yüksek ve en düşük ücret arasında %19’luk bir azalma olduğunu bize gösteriyor.
Adayların işvereni veya işi tercih etmesindeki en önemli ikinci faktör güven. Sistemimizde çoğu zaman şirketlerin baştan savma ilan açtığını ve adaylara tek kelimelik “gel de görüşelim” şeklinde cevap verdiklerini görüyoruz. Şirketlerin genelde “gelsin ben ikna ederim” gibi bir tavrı oluyor. Fakat bu tutum işverenin güvenilirliğini düşürüyor. Aday işle ilgili tam bilgiye sahip değilse randevuya gitmiyor. Dolayısı ile “gelsin görüşelim” planı aday gelmediği için suya düşmüş oluyor. Aslında temelinde şirketlerin iş ararken adaylardan beklediği ciddiyet ve özeni çoğu zaman şirketler adaylara göstermiyor.
Peki, ya işe başlayıp bırakanlar? En çok duyduğumuz şikayet işverenin işe başlayan adaya söylenenden farklı işler yaptırması. 8 saat deyip 10 saat çalıştırma, garsonluk için işe alıp temizlik ve hatta bulaşıkta yardım etmesi beklentisi. Beyaz yakada bunlara razı olmayan işverenler neden patron olduklarında bu tarz bir performansı çalışanlarından bekliyor?
Aday da sütten çıkmış ak kaşık değil. Öncelikle anketin başındaki tüm uyarılarımıza rağmen adayların %65’i hala her randevuya gittiklerini söyleyerek aleni bir yalana imza atıyorlar. Fakat burada da bir bilgi var. Adaylar bunun en azından utanılacak bir durum olduğunun farkında. Bizim sunduğumuz sonuçlar en az 1 randevuya gitmediğini itiraf eden adaylardan.
İşverenin en büyük rakibi aileler. Adayların yarısından çoğu hala ailesinden ve çevresinden destek aldığını belirtiyor ve hatta aileleriyle yaşıyor. Bu da çalışma ihtiyacını azaltıyor. Dolayısıyla aslında işverenlerin haklı olduğu bir konu var ki çalışma isteği ve motivasyonu ülkemizde çok yüksek değil. Ama kim muhtaç olmadıkça çocuğunun günde 10 saat ayakta çalışmasını ister ki? Hep merak ettiğim bir konu “bunlar çalışmak istemiyor” diyen patronun çocuklarının çalışmasıyla ilgili duruşu nedir?
%80’in geçim endişesi var. Bunun sebebi borçluluğun çok yüksek olması ve gelirin düzenli olmaması. Bu aslında çalışma ihtiyacını doğuruyor fakat işle ya da patronla ilgili en ufak bir sorunda mola diye çıkan adayın işe dönmemesi ile sonuçlanabiliyor.
Son olarak, istihdam piyasasını önümüzdeki 10 yıl boyunca zorlayacak bir gerçek var. Beklentiler ve gerçekler her geçen gün birbirinden ayrışıyor. Adayların istediği işler var (çok eğitim gerektirmeyen masa başı ofis işleri gibi). Ama o işler az sayıda. Bu da adayları çok bayılmadıkları fırsatlara yönlendiriyor. Teknolojinin gelişmesi ve yapay zekanın ilerlemesiyle bu beyaz yaka işler gittikçe azalacak. Fakat artan zenginlikle tüketim ve hizmet sektöründe tüketici talebi artacak. Bu sektörlerde daha fazla istihdama ihtiyaç olacak fakat çalışmak isteyen sayısı da azalacağı için personel bulmak gittikçe zorlaşacak. Arz ve talep tarafındaki makas da böylelikle sürekli açılacak.
Bu zor piyasa dinamikleri ile baş etmenin yolu iyi bir işveren olmak ve esnek iş şartları sunmak. İşverenlerin kendilerini sadece maddi şartlarla değil, manevi şartlarla da piyasadan ayrıştırması gerekiyor. Bu da bireyleri 12 saat çalıştırmak yerine shiftleri kısaltıp daha fazla part-time insan çalıştırmak, yol ücreti gibi hassasiyetlere önem vermek, çalışma saatleri, izin günleri, hatta bazen sadece dertlerine kulak verilmesi bile onları değerli hissettiren ve size bağlılığını maddiyatla ölçülemeyecek kadar artıracak çareler. Yani tüm bunlarda çalışanlarla bağ kurmak, değerli hissettirmek ve sadece lafla değil, aksiyonla da işveren markasının arkasında durmak anlamına geliyor. İlerleyen dönemde işverenin en büyük sorunu istihdam olacağa benziyor. Başarılı işverenler sanayi devriminden kalan işveren zihniyetinden kurtulup çalışanlarına değer verenler olacak.