Blog

  • 24 Saatte İş Nasıl Bir Uygulama ve Diğer İş Uygulamalarından Farkı Nedir?

    24sı diğer uygulamalardan farkı ne?


    24 Saatte İş’i kısaca özetlemek gerekirse; 24 Saatte İş kullanıcılarının çok kolay erişim sağlayabileceği ve aradığı işi veya personeli kısa bir zaman diliminde bulabileceği bir uygulama.

    Uygulamayı diğer iş uygulamalarından ayıran en büyük özelliği ise “zaman“. Uygulama sayesinde 24 saat içerisinde olumlu veya olumsuz bir geri dönüş alabiliyorsunuz! Düşünsenize günümüzün en büyük sorunu da bu değil mi zaten? Belirsiz bekleyişler, başka bir işe başvursam acaba diğer başvurduğum işten geri dönüş gelir mi, gibi cevapsız sorular. Bonded 24 Saatte İş tam olarak bu bölümde devreye girerek cevapsız kalan kafamızı kurcalayan soruların 24 saat içinde cevap bulmasını sağlıyor eğer olumsuz olmuşsa bile bunun bilgisine erişebiliyorsunuz. Bu özellik Bonded 24 Saatte İş’in en önemli yönü. Bir diğer farkımız ise “Güvenlik”. Herkesin de bildiği gibi geçmişten günümüze kadar devam eden bir problem bu. Bonded 24 Saatte İş ekibi çeşitli denetlemelerle bu ayrımı yapabiliyor. Bu şekilde insanlara daha güvenli bir iş bulma sürecinde olmalarına yardımcı oluyor. Ayrıca farklılık olarak yeni gelen “Mideo” özelliğini de unutmamak lazım bu özellik sayesinde adaylar kendilerini tanıtabiliyor, yeteneklerini gösterebiliyor ve bu özellik sayesinde şirketlerden çok daha hızlı geri dönüşler alabiliyor.

    Uygulamanın kuruluşundan bu yana ki en büyük amacı mavi yaka çalışanlarının ve işverenlerin artık iş yerinin önünden geçerken ki asılı olan “eleman aranıyor” yazısını görüp başvuru yapma ya da cama iş ilanı asma geleneğini değiştirmek. Aslında yapmaya çalıştığımız iş bulma ve iş arama sürecini kolaylaştırmak ve
    hızlandırmak. Artık sokaklarda dolaşarak veya bir tanıdık vasıtasıyla işe girmek yerine Bonded 24 Saatte İş uygulamayla tek tıkla aradığın işe ulaşmak. İşverenlerin de cama ilan asmasını ve birinin önünden geçerken başvurmasını beklemesi gibi uzun bir süreci daha kısa ve kolay bir şekilde halletmek. Aslında her şeyi daha da kolaylaştırıyoruz.

    Peki ben bana uygun olan ilana nasıl ulaşacağım? Ya da bu ilanlar neye göre karşıma çıkıyor?

    Şimdi bu çokça merak edilen sorulara cevap verelim. İlk olarak biz lokasyon bazlı bir uygulamayız. Yani profil açtığında girdiğin konumun 15 km çevresindeki ilanlar karşına çıkıyor ve bu sayede evine yakın ilanları görebiliyorsun. Kullandığımız yapay zeka eşleşmesi ile adayların ve işverenlerin kriterlerine bakarak bir eşleştirme yapıyor ve seni bu ilandan haberdar ediyoruz.

    Aslında aday ve işveren için bir filtreleme yapıyoruz ve bu şekilde sana en uygun iş ilanını bulup erişmene olanak sağlıyoruz. Başvuru yaptığında 24 saat içerisinde olumlu veya olumsuz bir şekilde geri dönüş alabiliyorsun böylece sana en uygun ve en hızlı şekilde iş bulma sürecini atlatmanı sağlıyoruz.

  • Soft Skills Nedir? Nasıl Geliştirilir?

    Gelişen teknoloji ve hızla dönüşen iş dünyası ile birlikte artık yalnızca teknik bilgiye ve uzmanlığa değil, aynı zamanda kişisel becerilere de önem verilmekte. “Soft skills”, yani “yumuşak beceriler”, bu kişisel becerilerin tümünü ifade ederek yalnızca teknik bilginin yeterli olmadığı durumlarda önemli bir rol oynar. Kişisel beceri olarak adlandırabileceğimiz; etkili iletişim, empati, liderlik gibi beceriler hem bireyin hem de ekip için başarının önünü açar. 24 Saatte İş platformu olarak bu yazıda Soft Skills’in ne olduğunu, iş hayatındaki önemini ve geliştirme yollarını detaylıca inleyeceğiz.

    Soft Skills Nedir? Nasıl Geliştirilir?

    Soft Skills Nedir?

    Soft skills, bireyin iş ortamındaki sosyal ve duygusal zekâsını, diğer insanlarla olan etkileşim becerilerini, zaman ve stres yönetimini kapsayan kişisel beceriler grubudur. Bu beceriler, teknik bilgi ve yeteneklerin aksine, müdahil olunan iş ve insan ilişkilerinin kalitesini belirler.

    İşte öne çıkan Soft Skills kategorileri:

    1. İletişim Becerileri:

    • Karşı tarafı dinleme, anlama ve kendini etkili bir şekilde ifade edebilme.
    • Görüşmelerde, toplantılarda ya da ekip içerisinde fikirlerinizi çekinmeden net bir şekilde aktarabilme

    2. Takım Çalışması:

    • Farklı fikirlere açık olmak ve bir grup çıkarına hizmet edecek ortak kararlar alabilmek.

    3. Problem Çözme:

    • Oluşabilecek problemlerle başa çıkabilmek ve yenilikçi çözümler üretebilmek.

    4. Zaman Yönetimi:

    • Verilen görevleri planlama, önceliklendirme, belirlenen program ve süre çerçevesinde tamamlayabilme.

    5. Liderlik:

    • Ekip arkadaşlarını motive edebilme, vizyon belirleme ve sorumluluk alma yeteneği.

    6. Empati ve Duygusal Zeka:

    • Karşıdaki kişilerin duygu ve ihtiyaçlarını anlamak ve ona uygun çözümler sunabilmek.


    Soft Skills’in İş Hayatındaki Önemi

    Günümüzde birçok sektörde artık yalnızca teknik bilgiye sahip olmak yeterli olmuyor. Çalışanların çok yönlü olmaları hem teknik hem de soft skills konusunda dengeli bir portföy sunmaları ve şirketin vizyon ve misyonuna katkı sağlaması bekleniyor.

    İşverenler, şu nedenlerden dolayı soft skills’e büyük önem veriyor:

    • Ekip Verimliliği: Ekip çalışmasına yatkın bireyler, iş yükünü hafifletir ve uyumu artırır.
    • Müşteri Memnuniyeti: Empati kurabilen ve etkili iletişim becerilerine sahip bir çalışan, müşteri ilişkilerini güçlendirir.
    • Problem Çözme Hızı: Yaratıcı ve analitik düşünme becerilerine sahip bireyler, beklenmeyen sorunlarla daha hızlı başa çıkabilir.
    • Liderlik Potansiyeli: İleriye dönük liderlik becerilerine sahip çalışanlar, kurumun uzun vadeli hedeflerine ulaşmasında kritik rol oynar.

    Soft Skills Nasıl Geliştirilir?

    Soft skills, doğuştan gelebilen yetenekler olduğu gibi de geliştirilebilir ve kazanılabilir bir beceri grubudur.

    1. Güçlü ve Zayıf Yönlerinizi İnceleyin:

    • Hangi alanlarda daha iyi olduğunuzu ve hangi alanlarda gelişim potansiyeliniz olduğunu belirleyin.
    • Güçlü ve zayıf yönlerinizi anlamak, nereye odaklanmanız gerektiği konusunda rehber olur.

    2. Eğitim ve Seminerlere Katılın:

    • Özellikle iletişim, zaman yönetimi ve liderlik gibi alanlarda düzenlenen seminerlere ve online kurslara katılabilirsiniz. Katıldığınız programlardan sertifikalar alarak CV’nizi güçlendirin.

    3. Geri Bildirim Alın:

    • İş arkadaşlarınızdan ve yöneticilerinizden düzenli olarak geri bildirim isteyin. Bu sayede kendinizi geliştirme alanlarınızı belirleyebilirsiniz.

    4. Kitap ve Podcast Takibi:

    • Kendi alanınızda lider olan kişilerin yazılı ve sözlü kaynaklarını takip edin. Bu, farklı bakış açıları kazandırır.

    5. Rol Modeller Bulun:

    • Takım liderlerinizi veya iş arkadaşlarınızı gözlemleyin. Onların hangi becerilerle fark yaratıp katkı sunduğunu anlamaya çalışın.

  • 24 Saatte İş Bulmanın Kolay Yolu: 24 Saatte İş Uygulaması

    İş Bulmanın Kolay Yolu

    Günümüzde iş bulma süreci, teknolojinin gelişmesiyle birlikte daha hızlı ve verimli hale gelmiştir. İş arayanlar için mobil uygulamalar, iş bulma sürecini kolaylaştıran ve hızlandıran önemli araçlardan biridir. Bu noktada, iş arayanların ve işverenlerin buluştuğu bir uygulama olan 24 Saatte İş’in nasıl kullanıldığı ve iş arayanlara sağladığı avantajlardan bahsedeceğiz.


    24 Saatte İş Nedir?

    24 Saatte İş, iş arayanlar ile işverenleri bir araya getiren mobil bir uygulamadır. Kullanıcılar, uygulama üzerinden hızlıca iş ilanlarına göz atabilir, başvuruda bulunabilir ve iş görüşmelerini ayarlayabilirler. İşverenler ise iş ilanlarını kolayca yayınlayabilir ve potansiyel adaylarla iletişime geçebilirler. Bu sayede, iş arayanlar ve işverenler arasındaki iletişim ve iş bulma süreci hızlanır ve kolaylaşır.

    24 Saatte İş Nasıl Kullanılır?

    24 Saatte İş uygulamasını kullanmak oldukça basittir. İlk adım olarak, uygulamayı indirip hesap oluşturmanız gerekmektedir. Ardından, profilinizi doldurarak iş arama kriterlerinizi belirleyebilirsiniz. Uygulama size uygun iş ilanlarını gösterecek ve başvuruda bulunmanızı sağlayacaktır. İşverenler ise iş ilanlarını yayınlamak için uygulama üzerinden kolayca adımları takip edebilirler.

    24 Saatte İş’in Avantajları:

    – Hızlı ve kolay iş bulma imkanı sunar.
    – Geniş iş ilanı veri tabanıyla farklı sektörlerden iş fırsatlarına erişim sağlar
    – Kullanıcı dostu ara yüzüyle kullanıcıların iş arama sürecini kolaylaştırır.
    – İşverenler için adayları değerlendirme ve iletişim kurma sürecini hızlandırır.

    Sonuç:

    24 Saatte İş uygulaması, iş arayanlar ve işverenler arasındaki iletişimi kolaylaştıran ve iş bulma sürecini hızlandıran önemli bir araçtır. Mobil uyumlu arayüzü ve geniş iş ilanı veri tabanıyla kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verir. Eğer siz de hızlı ve etkili bir şekilde iş bulmak istiyorsanız, 24 Saatte İş uygulamasını deneyebilirsiniz.

  • 24 Saatlik Sayaç

    Bir çalışan adayı bir şirketin ilanına başvurduğu zaman şirketin o başvuruyu değerlendirmek için 24 saati var!

    24SI Logo

    Çalışan adayı olarak bir ilana başvurduğunuzda şirket sizi beğeniyorsa sizi kısa listeye ekliyor. Kısa Listeye
    eklemediği durumda benim başvurum 24 saat içinde şirketin ekranında siliniyor. Bu neden önemli?

    24 saatlik sayaç dolmadan önce şirket benim başvurumu kısa listeye eklerse çalışan adayına otomatik bir bildirim geliyor. Tebrikler, XXX tarafından kısa listeye eklendin şeklinde. Ters senaryoda da şöyle oluyor. şirket adayın başvurusuna bakıp, beğenmediği için kısa listeye almazsa 24 saat dolduğunda şirketin
    ekranında benim başvurum siliniyor ve aday başvurularım kısmından başvurduğum ilana baktığım zaman “olumsuz değerlendirilmiştir” şeklinde bir geri dönüşü oluyor. Aslında 24 Saat içinde olumlu ya da olumsuz bir geri dönüşü olmuş oluyor adaya.

    24 Saatlik Sayaç ile alakalı önemli bir nokta var!

    Hafta sonları ve tatil günlerinde 24 Saatlik sayaç donuyor. Örneğin, çalışan adayı Cuma günü bir ilana başvuruyor. Normalde ertesi güne kadar başvurumun ömrü var ama Cumartesi günü olduğu için sayaç donuyor ve o yüzden şirket cumartesi ya da pazar gecesine kadar adayın başvurusunu görüyor.

    Bu sebeple hafta sonuna ya da tatil gününe denk geliyorsa, şirket bana geri dönüş yapmadı diye endişelenmeyin! Hafta başında size bir geri dönüşü olacaktır!

  • 24 Saatte İş’ten Haberler: Randevu ve Feedback Sistemi

    Sömestr döneminin sonuna gelip yeni bir sezona hazırlanırken, tatil sürecini iyi değerlendirdik ve insan kaynakları kullanıcılarımıza kulak vererek sistemimizde pek çok yenilik yaptık. En çok dikkat çekenlerden ve fayda göreceğinizi düşündüğümüz özelliklerden biri “Randevu ve Feedback Sistemi”.

    Randevu sistemi


    Artık insan kaynakları kullanıcıları web arayüzünden adaylara randevu verebilecek, randevu sonrasındaki süreci sistem üzerinden işaretleyebilecek. Randevu sistemi sayesinde, adaylara randevu hatırlatması yapıldığından dolayı adaylar randevuyu daha çok ciddiye alıyor. Adayların randevulara gitme oranları öncesine göre %22 ile %34 aralığında artıyor.  

    Randevu ve daha sonrasında kullanacağınız 10 saniyelik feedback sistemini iyi kullanan şirketler bir kaç ay içerisinde yaratacakları veri ile gelecekte kendilerine uygun adayların ilanlarını görmesini sağlayacak ve uygun ilan-aday eşleşmesinin çok daha hızlı ve kolay olmasını da garantileyecekler.

    Tek yapmanız gereken sistemi kullanmak ve sistem üzerinden randevuları oluşturup saniyeler sürecek geri bildiriminizi bırakmak. Sonrası bizde 😊

  • 24 Saatte İş, Kadınların Maruz Kaldığı Taciz Olaylarını Önlemek İçin “Uyku Modu” Özelliğini Yayınladı

    Uyku Modu


    Adaylarla işvereni bir araya getiren uygulama 24 Saatte İş, kadınların iş arama süreçlerinde maruz kaldığı taciz olaylarını önlemek için ‘uyku modu’ özelliğini devreye aldı.

    Bu mod sayesinde uygulama üzerinden iş arayan kadınlar isterlerse ‘uyku modu’ özelliğini devreye sokarak akşam 21.00 ile sabah 08.00 saat aralığında işverenden mesaj almamayı tercih edebilecekler. Gönderilen mesajları bu saatler dışında görüntüleyebilecekler. Ayrıca işverenler kadınlara rahatsız edici mesajlar attığında yapay zekâ sistemi tarafından otomatik olarak tespit edilip, işveren anında sistem dışı bırakılacak.

    Mavi ve gri yaka çalışan kadınların sorunları araştırıldı

    Genelde beyaz yaka çalışan kadınlarla ilgili konuların ele alındığını ancak mavi ve gri yaka çalışan kadınlar özelinde fazla araştırma yapılmadığını vurgulayan 24 Saatte İş, iş arayan mavi ve gri yaka çalışan kadınların uğradıkları taciz vakalarına dikkat çekmek için bir anket de düzenledi. Ankete katılan kadınların yüzde 51’i iş görüşmelerinde uygunsuz bir davranışla karşılaşacaklarından kaygı duyduğunu belirtiyor. Kadınların %59’u ise yapacakları işle ilgili olarak eşleri, kardeşleri veya babaları tarafından baskı gördüğünü ifade ediyor.

    ‘Kadının yapacağı iş’ ayrımcılığı

    Ankete katılan kadınların dörtte biri işe başvuru esnasında rahatsız edici davranışlarla karşılaştıklarını söylüyorlar. Katılımcıların yüzde 35’i mesai saatleri dışında erkek işverenlerden mesaj aldıklarını belirtiyorlar. Yüzde 40’ı ise iş görüşmesinde özel hayatıyla ilgili sorular alıyor. Bu oran erkeklerde sadece yüzde 23. Anket sonuçlarına göre kadınlar yalnızca iş ararken değil, çalışırken de birtakım ayrımcılıklara maruz kalıyor. Kadınların üçte biri aynı pozisyonda çalışacak bir erkeğe daha fazla maaş teklif edildiğini belirtiyor. Ayrıca yüzde 58’i iş yerlerinde ‘kadının yapacağı iş’ gibi ayrımcı tanımlamalarla karşılaştıklarını ifade ediyor.

    ‘Uyku modu’ özelliği devrede

    İş arayışında kadınların yaşadığı tacizleri önlemek için 24 Saatte İş olarak yeni geliştirdikleri uygulamalarla önlem aldıklarını belirten Gizem Yasa, bu uygulamaları şöyle anlatıyor:“24 Saatte İş olarak profesyonellik dışı mesajlaşmanın önüne geçmek ve kadın kullanıcılarımızı korumak için kurulduğumuz günden beri çok fazla özellik devreye aldık. Bu konuda en yakın zamanda geliştirdiğimiz özellik ise ‘uyku modu’ özelliği. ‘Uyku modunu’ devreye alan kadınlar artık mesai saatleri dışında işverenlerden mesaj almayacaklar. Gönderilen mesajlar bir sonraki iş gününde gönderilecek. Buna ek olarak işveren kadınlara rahatsız edici mesajlar attığında yapay zekâ sistemimiz tarafından otomatik olarak tespit edilip sistem dışı bırakılacaklar. Geçmişte de potansiyel sorunları fark ettiğimiz andan itibaren moderasyon konusuna büyük önem vererek ilerledik. Tüm sistemimizi problemli olabilecek hesapları yakalayabilmesi ve sorunu oluşmadan tespit edebilmek üzere kurguladık. En ufak bir şikâyette dahi anında değerlendirmeye alıp inceleme sonuçlanıncaya kadar şirket hesaplarını kapadık ve ilanları dondurduk. Geldiğimiz noktada veriyi kullanarak bir problemi henüz oluşmadan tespit edebilme kasımızı geliştirdik. Bu anlamda kadın adayların güven duyabileceği bir ortam yaratmak için ilk günden beri yaptığımız çalışmalar karşılık buldu ve sistemimizde %45 oranında kadın aday mevcut. Türkiye’de iş gücüne katılabilecek yaşta olan kadınların sadece yüzde 30’u işgücüne iştirak ederken, erkeklerde bu oran yüzde 60’a çıkıyor. Fakat 24 Saatte İş’in sisteminin içerisindeki kadın-erkek dengesi neredeyse yarı yarıya. Bu bizim kuruluştan beri en önemli hedeflerimizden biriydi ve başarabildiğimiz için çok mutluyuz.”

    “Mikro Politikalara Önem Vermeliyiz”

    24 Saatte İş kurucu ortaklarından Mert Yıldız, kadın adaylar özelindeki zorlukları fark edip, kadın adayların daha güvenli bir şekilde iş arayabilmesini sağlamak için daha şirketin kuruluşunun ilk günlerinden itibaren çalışmalara başladıklarını belirterek şunları söylüyor:

    “Ülkemizde çalışacak yaşta olan 32 milyon kadının sadece 10 milyonu iş gücünde. Çalışabilecek nüfusunun üçte birini iş gücünün dışında bırakan bir ülkenin kalkınması çok zor. Daha fazla kadını iş gücüne dâhil etmek için önce kadınların iş hayatında yaşadıkları zorlukları anlamamız gerekiyor. Ankete katılanların %87’si kadın istihdamının arttırılması gerektiğini belirtiyor. Bu oranın artması için makro politikalardan önce mikro politikalara
    önem vermeliyiz. Değişimi beklemek yerine değişimi kendimiz yaratmalıyız. Burada en büyük iş erkeklere düşüyor. Kadınların da iş hayatında gördükleri adaletsizlikleri, uygunsuzlukları gerekli mercilere şikâyet etmekten çekinmemesi gerekli. Anketimize katılan kadınların sadece %15’i olumsuz bir durum yaşadığında
    kime şikâyet edeceklerini biliyorlar. Bu yüzden bu konuda bilinçlendirmenin artması şart.”

  • 24 Saatte İş: Küçük Esnafa Özel Personel Bulma Çözümü

    Küçük Esnafa Özel Personel bulma Çözümü


    Geçirdiğimiz son zamanlar ekonomik dalgalanmalar hepimizi çok zorluyor. Özellikle küçük işletmelerin ekonomik zorluklara karşı direnişi gerçekten takdire şayan. Ancak, personel bulma süreçlerinde yaşadıkları zorlukları anlamak da bir o kadar önemli. İşte tam bu noktada devreye giriyor ve küçük esnafın gücüne güç katmak, işletmelerinizi desteklemek ve iş gücünüzü artırmak için harika fırsatlar sunuyoruz.

    1. Anında İş İlanları ile Hızlı Çözümler: “24 Saatte İş” uygulaması, küçük işletmelerin acil iş gücü ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlandı. Anında iş ilanı oluşturma ve yayınlama imkanı sunan bu uygulama, esnafın zamana duyduğu ihtiyacı anlıyor ve hızlı çözümler sunuyor.

    2. Esnek ve Ekonomik Paketler: Ekonomik zorluklarla mücadele eden küçük işletmelerin bütçelerine uygun çözümler sunan “24 Saatte İş”, esnek ve ekonomik paket seçenekleri ile öne çıkıyor. Bu sayede her esnaf, ihtiyacına uygun çözümleri bütçesini zorlamadan bulabiliyor.

      3. Yerel İşletmelerle İşbirliği: Uygulama, yerel işletmelerle güçlü işbirlikleri kurarak, esnafın birbirine destek olmasını sağlıyor. Bu, sadece iş gücü ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda yerel ticaretin canlanmasına da katkı sağlıyor.

      4. Esnaf Dostu Destek Hattı: “24 Saatte İş” uygulaması, esnafın karşılaştığı herhangi bir sorun veya ihtiyaç anında yanında olmak için özel destek hattına sahip. Bu, kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyarak esnafla güçlü bir bağ oluşturuyor.

      Her küçük işletme, “24 Saatte İş” uygulaması ile iş gücü ihtiyaçlarını hızlı, ekonomik ve etkili bir şekilde karşılıyor. Bu uygulama, küçük esnafın yanında durarak, onlara özel çözümler sunuyor ve böylece şehrin ticaretini güçlendiriyor. Yerel esnaflar, “24 Saatte İş” ile iş bulmanın ve işe almanın kolaylığını keşfettikçe, bu uygulamaya olan güvenleri de her geçen gün artıyor. Unutmayın, birlikte güçlüyüz!

      #24Saatteİş #KüçükEsnafaDestek #İstanbulİşDünyası #EsnafGücü

      1. Çalışanların %90’ı Emeğinin Karşılığını Aldığını Düşünmüyor

        Çalışanların %90'ı emeğinin karşılığını aldığını düşünmüyor


        Adaylarla işverenleri bir araya getiren uygulama 24 Saatte İş, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü öncesi iş hayatında çalışan memnuniyetini araştırdı. Araştırmaya göre; çalışanların %90’ı emeğinin karşılığını aldığını düşünmüyor. %83’ü çalışma koşullarını olumsuz olarak nitelendiriyor. %79’u yöneticilerinden memnun değil. Katılımcıların %70’inin sosyal/yan hakları yok, %88’lik bir kesim ise yan haklarının yetersiz olduğu görüşünde.

        Adaylarla işvereni bir araya getiren uygulama 24 Saatte İş, çalışanların iş hayatındaki memnuniyetine dair anket düzenledi. Katılımcıların %53’ünün iki yıldan az, %47’sinin iki yıldan fazla iş deneyimine sahip olduğu anket, çalışma hayatındaki temel sorunları masaya yatırırken iş dünyasının çalışan memnuniyeti açısından sınıfı geçtiği söylenemez.

        Mobbing yönetici memnuniyetsizliğindeki en büyük neden

        Anket sonuçlarına göre bir iş yerindeki en temel motivasyonlar iyi çalışma koşulları ve iyi bir yönetici. “Yöneticilerimizden memnun musunuz?” sorusuna ankete katılanların %21’i “memnunum” yanıtını verirken, katılımcıların %79’u yöneticisinden memnun olmadığını belirtti. Sonuçlar, yönetici memnuniyetsizliğindeki en
        büyük nedeninin mobbing olduğunu gösteriyor. “Çalışma koşullarınızdan memnun musunuz?” sorusu katılımcıların %83’ü tarafından olumsuz olarak yanıtlanırken, “Emeğinizin karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz?” sorusunun yanıtı da %90 oranındaki katılımcı için “hayır”. “Sosyal / yan haklarınız var mı?” ve “Sosyal/ yan hakları yeterli görüyor musunuz?” sorularına verilerin yanıtlar ise katılımcıların yüzde %70’inin sosyal/yan haklarının olmadığını, %88’lik bir kesimin ise yan haklarının yetersiz olduğu görüşünde olduğunu ortaya koydu.

        Yapılan işin ağırlığını karşılamayan ücret politikaları, maaş dağılımındaki adaletsizlikler ve hiç tanımlanmayan ya
        da kısıtlı sosyal haklar çalışan memnuniyetsizliğinin başlıca nedenleri. Anket, “İdeal çalışma tarzını nasıl tanımlarsınız?” sorusuna da yanıt aradı. Verilen yanıtlara göre ideal çalışma
        tarzı; işin niteliğine uygun maaş politikalarının uygulandığı, yönetici baskının olmadığı, mesai saatlerinin aşılmadığı, sosyal hakların gözetildiği huzurlu bir ortam olarak nitelendirildi.

        “Eşleşme skoru algoritmamız ile hem çalışan hem de işveren açısından memnuniyete odaklanıyoruz”

        24 Saatte İş olarak çalışan ve işverenin doğru bir şekilde bir araya getirmek için çalıştıklarını ifade eden 24 Saatte İş’in kurucu ortağı Mert Yıldız, “24 Saatte İş olarak odaklandığımız temel konu hem çalışan hem de işveren açısından memnuniyete dayalı bir iş ilişkisi geliştirmek. Bunun için de işverenin ve adayın tercihlerini öğrenen ve iki tarafa da uygun adayları/işi gösteren bir algoritmamız mevcut. Kriterler doğrultusunda her başvuran adaya bir ‘eşleşme skoru’ belirliyor. Bu skor adayın işverenin geçmiş tercihlerinden yola çıkarak adayın bu işe ne kadar uygun olduğunu belirtiyor. Bu skorlar işverene gösteriliyor. Böylece şirket tek tek adayların
        profiline bakmaya gerek duymadan doğrudan eşleşme skoru üzerinden adayı değerlendirebiliyor” dedi.

      2. Çalışma Alanınızı ve Verimliliğinizi En Üst Düzeye Çıkarmanın Yolları:

        “Meşgul olmak bir şeyler yapmak anlamına gelirken üretken olmak bir şeyleri başarmak anlamına gelir.”

        Verimliliğini en üst düzeye çıkarmak için yıllarca farklı stratejiler deneyen başarılı insanlar var. Deneme yanılma yöntemlerinin sonucunda edindikleri stratejileri sizin için topladık.

        Hadi, hangi kritik noktalar sayesinde verimlilikleri ve üretkenlikleri artmış onlara bir göz atalım!

        Çalışma alanı verimliliğini en üst düzeye çıkarma


        1- Çalışma Alanınızı Temizleyin!

        Araştırmalar, düzenli, basitleştirilmiş bir çalışma alanının herkes için üretkenliği arttırdığını açıkça ortaya koyuyor. Ayrıca dağınıksanız iş arkadaşlarınız tarafından tembel olarak anılmanız da şaşırtıcı olmaz. İlk izlenimleri düşünün. Temiz ve düzenli bir mağazaya, otele ya da restorana girdiğinizde ki gibi!

        Bilinçli ya da değil, işyerinin ayrıntılara önem verdiğine inanıyoruz.

        Çalışma alanınızın düzeni için ayıracağınız bir dakika, daha büyük şeylere odaklanmanız için size zaman yaratır.

        2- Doğru Enerjiyi Yaratın!

        Çalışma alanınız kim olduğunuzu yansıtır. Birkaç kişisel dokunuş, bir iki fotoğraf ya da bir küçük bitkiyi masanıza dahil etmek, zihinsel odaklanmanız için harika olacaktır.

        Çalışma alanlarında daha minimal olanlar da var. Bu sayede dikkat dağılması da minimum bir seviyeye inmiş oluyor. 

        Onu alın, bu parça masanızda daha iyi durur gibi kesin çizgiler yok. Gördüğünüz zaman sizin için pozitif enerji üreten parçalar, mobilyalar hangileri hissederseniz zaten. Bu objelerin dışında kendinizi pozitif insanlarla çevrelemeniz de önemlidir.

      3. Farkında Olmadığınız En Büyük Problem

        Facebook, Apple, Amazon, Netflix, Google …diğer bir deyişle FAANG.

        Yatırımcıların senden-benden beklentisinin aksine bu şirketlerin hiç biri bir problemi çözmedi. Hepsinin ortak özelliği yeni bir dönemi tanımlamış olmaları. Facebook sosyalleşmeyi yeniden tanımladı, Amazon alışverişi, Netflix ise eğlence dünyasını…

        FAANG’a eklenecek altıncı harf kime ait olacak dersiniz?


        Tüm kalbimle inanıyorum ki, bir sonraki harf “iş” konusunu yeniden tanımlayan bir teknoloji şirketine ait olacak. Fakat bu bahsettiğim “iş” azınlık bir kitlenin, yani beyaz yakanın “iş” kelimesinden anladığı değil, dev bir kitleyi oluşturan işler (restoran, çağrı merkezi, perakende, depo, lojistik, alışveriş merkezleri vb…).

        Beyaz yaka işlerdeki çözüm bekleyen problemlerin tamamı “olsa ne iyi olur” kategorisindeki problemler, “olmazsa olmaz” kategorisindekiler değil. Havalı bir paylaşımlı ofisten veya evden çalışmak, Zoom’dan daha iyi bir görüntülü konuşma uygulamasına sahip olmak, Slack’ten daha organize bir iletişim aracına sahip olmak, bunların hepsi kulağa hoş geliyor.

        Ama…mavi/gri yakadaki problemler çözülmediğinde hayatımızı baştan uca sekteye uğratacak cinsten.

        Sadece çok az kişinin bildiği gerçek…

        Sorunun büyüklüğüne ve “geliyorum” diye bizi uyarmasına rağmen henüz çok az insan bu durumun farkında. Tabii ki hepimiz yüzeyde restoranların ve çağrı merkezlerinin yüksek çalışan sirkülasyonu olduğunu biliyoruz ama sorunun boyutunun farkında mıyız? Eğer “iş” konsepti yeniden tanımlanmazsa, bu problem ileriki dönemde neye dönüşecek bir fikriniz var mı? Benim var…

        Mavi/gri yakaya hizmet veren bir mobil ilan platformunun kurucusuyum. Beş yıl önce kurulduk. Türkiye’de kendi kategorimizde pazar lideriyiz ve yakın zamanda Latin Amerika’ya açıldık. Bu konu ile ilgili tanıdığım herkesten çok daha fazla veriye ve anekdota sahip olduğumuzu söyleyebilirim.

        Girişimci şapkamı bir kenara bırakıp ekonomist şapkamla baktığımda ilk gözlemim şu: hiç kimse problemin
        boyutunun farkında değil.

        Mesela bankanız veya VC’iniz aynı problemi yaşasa ne olurdu?

        Müsaade edin, size yöneticisi olduğunuz bir bankada veya fonda Mexico City’de veya İstanbul’da yaşanan çalışan sirkülasyonu olsa hayatınız neye benzerdi anlatayım:
        Sabah işe geliyorsunuz…ama bir sabah değil, her sabah…analistinizin veya yardımcınızın o sabahki toplantıya gelmeme ihtimalinin çok yüksek olduğunu biliyorsunuz. Yine o sabahlardan birini yaşıyorsunuz, telefonu elinize aldınız, çaldı ama açan yok, yine buhar oldu çalışanınız. Ne bir haber, ne bir uyarı, ne bir bahane. Yatırım yapma olasılığınız olan şirketlerin sunumlarına tek tek siz bakmak zorunda kaldınız, buhar olan çalışanınızın notlarından bir anlam çıkarmaya çalışarak ve tabii bu durumda olduğunuza mütemadiyen öfkelenerek. Sabahı böylece atlattınız, öğlen oldu. IT’deki çalışanınız öğle yemeğine gidiyorum diye çıktı ve geri gelmedi. Onu da aradınız, ne dese beğenirsiniz, ofisteki sandalyesi rahatsız olduğu için daha fazla çalışmak istemediğini
        söyledi. Bir günde ikinci darbeyi kaldıramayacağınız için en pahalı ve iyi sandalyeyi alacağınızın sözünü verdiniz, o da “peki” dedi ama ertesi gün işe gelmedi.

        Bu durumda bir analiste ve bir IT uzmanına ihtiyacınız doğdu ve LinkedIn’ den medet umarak ilan yayınladınız. 12 tane başvuru analist için, 3 tane başvuru IT pozisyonu için geldi. Perşembe farklı zamanlar için görüşme ayarladınız. Tüm gününüzü bu işe ayırdınız. Sonra ne mi oldu? Perşembe günü geldi ama randevu ayarladıklarınızın hiç biri randevuya gelmedi. Herkesi tek tek aradınız, bir kişi bile telefonu açmadı. Tüm gününüzü kaybettiniz, elde var koca bir sıfır.

        Çaresizlikten bir işe yerleştirme ajansına gittiniz. İstediğiniz kişileri buluruz ama 2 aylık maaşa eşit bir fatura keseriz dediler. Onu da kabul ettiniz. Aradan 4 hafta geçti, sonunda bir analist buldunuz. Eğitime başladınız. Sonraki gün geldiğinizde acı gerçekle
        yüzleştiniz. Sağ kolunu olan bir diğer çalışanınız rakibinizle çalışmaya başlamış. Ne bir haber, ne bir bahane, Linkedln post’undan görüp yine küplere bindiniz.
        2 hafta daha geçti, ajanstan gelen analistiniz işe gelmedi.
        IT uzmanı gideli 6 hafta oldu ve hala ortalıkta bu görev için uygun bir adayınız yok. Sabah 9 toplantınıza geç kaldınız ve ofisinize toplantı için gelecek misafirleriniz sizi arayıp ofisin kapalı
        olduğunu söylüyorlar. Ofis boy’un gelmediğinin haberini böylelikle almış oldunuz. Tüm bu olanlarla birlikte bozulan sadece sinirleriniz değil, aynı zamanda repütasyonunuz ve marka değeriniz.
        Yaşananlardan dersinizi aldınız. Her şeyi bir kenara bırakıp işe alımla uğraşmaya karar verdiniz ve her pozisyonu yedekleyerek ilerlemeye karar verdiniz. Bir kişi yerine iki kişi alırsanız ne de olsa bu sorunları aşmış olacaksınız. Peki, o sırada bozulan gelir gider dengeniz ve cironuza göre artan bordronunuzu nasıl yöneteceksiniz? Bir de daha çok insan daha çok sirkülasyon ve daha çok dert demek değil mi? Okuduklarınızı abartılı mı buldunuz? Eğer öyleyse mavi-gri yakadaki sorunun boyutunun farkında değilsiniz. Yeme-içme, perakende, lojistik gibi sektörlerde yaşananı size uyarladığımızda tam olarak ortaya çıkan tablo bu. Ne bir eksik, ne bir fazla!

        İstihdam piyasasında bir Malthus dinamiği söz konusu

        2017’de bu işe ilk başladığımızda restoranlar bulaşıkçı bulmakta zorlanıyordu. Hızlı teslimat yapan kurye şirketlerinin sayısı artmaya başladıkça restoranlar kurye bulmakta da zorlanmaya başladılar. Bugüne geldiğimizde restoranlar garson bulmakta bile çok zorlanıyorlar. Zamanı 5 yıl ileri sardığımızda, mutfakta çalıştıracak aşçı da bulamayacaklar. Bu pozisyonların tamamı için talep artarak devam ediyor. Sürekli yeni restoran ve kafeler açılıyor. İki yıl deneyimli bir bulaşıkçının ortalama maaşı ilk yılındaki bir yazılımcıdan daha fazla.

        Eğer gerçek anlamda sürdürülebilir bir çözüm bulunamazsa, birçok restoran kapanmak zorunda kalacak. Müşteri bulamadıklarından değil, çalıştıracak insan bulamadıklarından. Ve bu durum pek çok sektör için geçerli. Bu durumun nedeni bu makalenin konusu değil çünkü konu birkaç paragrafta anlatılabilecek basitlikte değil, çok derin ama size bir ipucu vereyim.

        Artık hiç kimse garson veya çağrı merkezi görevlisi olmak istemiyor. Çocukken “ne olmak istiyorsun?” sorusuna kasiyer diye cevap veren kimseye rastladığınızı sanmıyorum. Bu işleri insanlar istediklerinden değil, zorunda olduklarından dolayı yapıyorlar çoğu zaman.

        Bu makalenin asıl amacı bu yüzyılın çözülmesi gereken en büyük sorununun istihdam olduğunu size anlatmak. Bir restorana gittiğimizde yemeğimizin önümüze getirileceğini veya bankayı aradığımızda çağrı merkezi uzmanının telefonumuza cevap vereceğini varsayıyoruz. Bu düzenin sağlanması ve sürdürülmesi için gereken çabayı çok az insan anlıyor çünkü bunun üzerine düşünmüyor. (Geçen gün baş parmağım derin bir şekilde kesildi, uzun günler boyunca kullanamadım, ancak kullanamadığımda baş parmağımın ne kadar değerli olduğu üzerine düşündüm, bu da aynı onun gibi).

        Peki, 24 Saatte İş olarak çözüm bizde mi?

        Muhtemelen. Fakat işe bunun sadece havalı bir uygulamadan veya son teknolojiden geçmediğini anlayarak başlamak gerekiyor. Çözüm bir başka ilan platformu veya işe yerleştirme ajansı yaratmakta değil. Çoğu insan/şirket konuyu buna indirgiyor fakat konu bundan çok daha derinde ve ancak derinlemesine bu işe kafa patlatan ekiplerin/kişilerin sunacağı çözümlerle sonuca ulaşılması mümkün. Önce çalışanların ve işverenlerin bir paradigma geçişi yaşaması gerekiyor. Sunduğumuz çözüm ancak bu geçişin tamamlanması ile devrimsel bir değişime yol açabilir. Geçiş şu anda oluyor. Bazıları buna “Büyük İstifa”, bazıları ise “Z Jenerasyonu” diyor. Ama değişim geldi. Burada.

        Bizim misyonumuz ise olanları analiz ederek olacakları öngörmek ve bu geçiş gerçekleşirken ana oyunculardan olmak.

        FAANG’in altıncı harfi olma hedefimiz ise her zamankinden daha gerçek!